11 Ocak 2017 Çarşamba

TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE ŞÛRÂ (DEVLET VE HÜKÜMET) & Yrd. Doç. Dr. Ali Galip Gezgin

TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE ŞÛRÂ (DEVLET VE HÜKÜMET)
Yrd. Doç. Dr. Ali Galip Gezgin
Türkler, Orta Asya'dan başlayıp günümüze kadar gelen tarihî süreç içerisinde, birçok devlet kurmuş bir millettir. Onlar, kurmuş oldukları her yeni Türk devletinde, kendilerinden önceki Türk devletlerinin yönetim tecrübelerinden yararlanmışlar; devletin, "bilgi", "birikim" ve "tedrîcî olarak tekâmül" den ibaret bir mekanizmaya bağlı olarak ayakta kalabileceğini idrak etmişlerdir. Bu nedenledir ki Türkler, çok az sayıda millete nasip olan uzun ömürlü devletler kurma bahtiyarlığını elde etmişlerdir. Bilge Kağan (ölm.) 'ın "Üstte gök çökmedikçe altta yağız yer delinmedikçe ey Türk! Senin ilini ve töreni kim bozabilir?..." ifadesinden de anlaşılacağı gibi, Türklerde "Devlet-i Ebed Müddet" fikri mevcuttur.
Türkler için son derece önem arzeden "devlet" kurma geleneği, önemini İslâmiyet'in kabulünden sonraki dönemlerde de korumuş ve bu müessese her şeyin üstünde yer almakla beraber, devleti temsil eden "sultan" da önemli yetkilere sahip kılınmıştır. Sultanlar, yürütme ve yargı erkinin başında bulunurlarken, belli bir yasama yetkisine sahip olmuşlardır. Sultanların, halkı diktatörce yönetmelerine engel olan unsurların başında ise "şûrâ" ilkesi gelmektedir. Şûrâ, devlet yönetiminde gereği gibi uygulandığı takdirde, "devlet-i ebed müddet" düşüncesini, kuvveden fiile çıkaran önemli dinamiklerden birisidir.

Devlet yönetiminde şûrâ'ya yer veren Türkler, hem İslâm öncesinde, hem de İslâmiyet'in kabulünden sonra bilginlerin fikir ve görüşlerinden de istifade etmeyi ihmal etmemişlerdir.1 Şûrâ kavramı Arapçadan dilimize geçmiş bir kelime olup, isabetli ve doğru karar verebilmek için, ilim ve ihtisas sahibi kişilerle fikir teatisinde bulunmaktır. Türkler, şûrâ'ya karşılık olarak, "işlerde danışma, görüşme, düşünme" anlamına gelen "kengeş" kelimesini kullanmışlardır.2 "Kengeş" kelimesi, Dîvânu Lugâti't-Türk 'de şu şekilde geçmektedir: "Kengeşlik bilig artamas" yani "Danışıklı iş bozuk olmaz".3 Bir başka ifadeyle, eğer akıl, danışmakla birleşirse iş yerli yerince yapılır ve sonuç müsbet olur. İşte bu veciz ifade Türklerin şûrâ'ya ne kadar önem verdiklerini göstermesi bakımından dikkat çekicidir.

Danışmanın ilk nüvesini teşkil eden "kurultay", Mete'nin (Mo-Tun, Oğuzhan) (M.Ö.209-174?)4 zamanından itibaren devletin temel kurumlarından biri olmuştur.5 Kurultay, başlangıçta dînî tören, bayram, yeme-içme toyu, eğlenme ile yarışmayı da ifade eden bir devlet toplantısı iken daha sonraları, önemli meselelerin müzakere edilip tartışıldığı ve nihayet ittifakla verilmiş kararların alındığı bir müessese haline gelmiştir. Meselâ, "yeni bir devletin kurulması", "göç", "savaş yapılan bir ülke ile barış" vb. hususlarda kurultayın toplanması bunun en belirgin örneklerindendir. Nitekim M.Ö. 68 yılından sonra Hun hakanının, Çin ile barış yapmak için devletin ileri gelenlerini bir araya toplaması6 kurultayın fonksiyonelliğinin bir belirtisi olarak değerlendirilebilir.

Bu kurultaylarda sadece siyasî ve askerî problemler değil, aynı zamanda, ülkeyi ilgilendiren her türlü problem tartışılarak, karara bağlanmaktadır. Bir keresinde Gök-Türklerin ünlü hükümdarı Bilge Kağan, Türk illerindeki şehirlerin Çin ülkelerindeki gibi surlarla çevrilmesi ve Budizm ile Taoizm'in yurtta yayılmasının teşvik edilmesi için kurultay toplamıştır. Ayguçı (devlet müşaviri) Tonyukuk "Çinliler gibi şehirlerimizin etrafını çevirip, iyice yerleşirsek, nüfusumuz onlardan çok az olduğundan onlara karşı varlığımızı koruyamayız; varlığımızı hareketliliğimize borçluyuz; Budizm ve Taoizm bize uyuşukluk getirecektir" sözleriyle karşı çıkmış, Bilge Kağan'ın teklifi kurultayda reddedilmiştir.(7)

Eski Türk kağan ve sultanları, yabancı baskıcı hükümdarlardan çok farklı olarak, yüksek ve insânî vasıflarda ve demokratik bir anlayışa sahip oldukları için halkın görüşlerine değer vermişlerdir.8 Türk devlet mekanizması içerisinde "Tayanç" ve "Kengeşçi" adı verilen pek çok danışmanın bulunuşu bu görüşü destekler mahiyettedir. Nitekim Cengiz Han'ın müşavirleri (danışmanlar) saraylarda, "Tayangu" unvanını taşımakla birlikte, "dayanmak" fiilinden türetilen "Tayançı" unvanı, "Tirgek" yani "direk" unvanını taşıyan danışmanlar da görev yapmışlardır. Ayrıca "İş-Ayguçı" (İş danışmanları) ile "Basutçı", "yardımcı", "tapuçı", "hizmetçi" adı verilen maliyet memurları da yine bu sınıfa bağlı müşavir konumundadırlar.9 Eski Türk tarihiyle ilgili bazı kaynaklardan, Türk hükümdarlarının kalabalık denilebilecek kadar çok sayıda danışman bulundurduklarını öğreniyoruz. Aynı kaynaklara göre Oğuzlar, işlerini meclisler kurarak istişâre (kenğeşme) yolu ile halletmişlerdir. 10 Oğuz sü-başısı, Etrek, Tarhan, Yınal gibi Oğuz büyüklerini çağırarak, onlarla istişare etmiştir. (11) Dolayısıyla Oğuzlar devletinin bir bakıma demokratik prensiplere göre idare edildiğini söylemek mümkündür.(12)

İslâmiyet'ten önce kurulan Türk devletlerinde "şûrâ" müessesesi ile ilgili bu özet bilgilerden sonra, şimdi de, Türklerin İslâm dînini kabul etmelerini müteakiben kurdukları devletlerdeki "şûrâ" anlayışı ile ilgili bilgilere yer vermeye çalışalım.

1. İLK MÜSLÜMAN TÜRKDEVLETLERİNDE ŞÛRÂ

Türklerin İslâmiyet'i benimsemeleri ve İslâm medeniyetine adım atmış olmaları, Türk tarihi açısından son derece önemli bir olaydır. Yeni bir din veya medeniyetin kabulü, cemiyet içerisinde inanış, düşünüş ve yaşayış gibi türlü bakımlardan husûle getirdiği derin değişme ve gelişmeler nedeniyle bir milletin tarihinde önemli bir hadise olmak vasfını daima korur.13

Türklerin din olarak İslâmiyet'i seçmeleri sürecini kısaca şu şekilde özetlemek mümkündür: Türkler, Emevî hilafeti döneminde, yavaş da olsa İslâmiyet'i kabul etmeye başlamışlardır. Türklerin bu dîni yakından tanımalarıyla IX. yüzyıl ortalarından itibaren Müslümanlığı kabul edenler artmış, nihayet X. yüzyılın ilk yarısından itibaren halkı ve yöneticileri Türk olan ilk Müslüman Türk devletleri ortaya çıkmaya başlamışlardır.14 Bunlar ise kuruluş tarihi itibariyle kronolojik olarak İtil (Volga) Bulgar Devleti (920-921), Karahanlılar (945), Gazneliler (963) ve Selçuklular (1038) gibi Türk-İslâm devletleridir.

Bu devletlerde şûrâ'nın uygulanmasıyla ilgili olarak bilgi vermeden önce şu hususun bilinmesinde fayda vardır. Şûrâ ilkesinde, devlet başkanı her ne kadar istişâre sonucunda alınan kararları yürürlüğe koyup koymama hususunda bir takım yetkilerle donatılmış olsa da, yönetim anlayışında meşveret prensibini ön plana çıkarması, demokratik bir yaklaşım içinde olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Nitekim bu konuda müstakil bir eser telif eden Mehmet Saray; ".Bugünkü cumhuriyetlerin Türk halklarının ataları, diğer milletlerle mukayese edilemeyecek derecede meclis ve demokrasi fikrine sahip idiler. Hiç bir Türk devleti tek bir kişi tarafından istediği şekilde ve despotça yönetilmemiştir. Her Türk devletinin bir meclisi olmuş ve bu mecliste bazen halkın temsilcileri ve bazen de devletin yetkilileri ülke meselelerini enine boyuna tartışmışlardır."15 demektedir. Dolayısıyla Türk devletlerinde mevcut olan ve meselelerin ayrıntılı bir biçimde müzakere edilmesi, karşılıklı olarak fikir alışverişinde bulunulması gibi olgular, Kur'ân'ın da öngördüğü bir husustur. Kur'ân'da, şûrâ ile ilgili olarak öncelikle Hz. Peygamber'e idarî ve diğer işlerde ashabına danışması emredilmekte ve: " (.) Onları affet, bağışlanmaları için dua et; (Yapacağın) iş (ler) hakkında onlara danış, karar verince de Allah'a dayan; çünkü Allah kendisine dayanıp güvenenleri sever."16 buyurulmaktadır. Bu âyette geçen "Veşâvirhum fi'l-emr" (: (yapacağın) bir iş hakkında onlara danış" ibaresiyle ilgili olarak klâsik tefsirlerde, birbirinin tekrarı nitelikte yorumlar yapılmıştır. Bu yorumlarda temel olarak, şûrâya, savaş ilânı gibi dünya işlerine ait bir takım konularda başvurulmasının lüzumu; hakkında nass bulunan dinî konularda ise buna gerek olmadığı vurgulanmaktadır. Ayrıca âyette geçen "Şavir" (: Danış) emrinin muhatabı Hz. Peygamber ise de, bu emir Hz. Peygamber'in buna muhtaç olmasından ziyade, ümmetini buna alıştırması hikmetine bağlanmıştır. (17) Yine Kur'ân'da: "...Onların işleri, aralarında danışma (: şûrâ) iledir (...) "18 meâlindeki âyet ile şûrânın insan hayatındaki önemi vurgulanmakta ve işlerini istişâreyle yapan mü'minler övülmektedir. (19)

Kur'ân'ın önemle üzerinde durduğu "şûra" ilkesi, kendine özgü bir demokrasi ve cumhuriyet sistemidir.20 Bir başka ifadeyle bugünkü cumhuriyetin prototipidir. Zira Kur'ân şûra ilkesi ile, ilk cumhuriyet esasını getirmiştir.21 Şûra ilkesi, demokrasinin dayanaklarından birisidir.22 Ancak kanaatimiz odur ki demokrasi ile -Kur'ân'ın evrensel ilke boyutunu vererek şekil ve işleyiş tarzını insanlara bıraktığı- "şûra"yı birbirine karıştırmamak lâzımdır. Çünkü Kur'ân, yönetim şekli getirmemiştir. Kur'ân'ın getirdiği ve ortaya koyduğu şey yönetime hâkim olacak zaman üstü prensiplerdir.23 Kur'ân, danışma konusunda da özel yöntemler koymaz. Nitekim meclisin oluşumu, seçim şekli, vekillik süresi vb. hususları, her dönemin ve her ülkenin yöneticilerinin uygulamalarına bırakmıştır.24 Şûra'da önemli olan, bu organın, çevresinde temsil etme niteliğine sahip, temsil ettikleri kimselerin güvenine lâyık ve ahlâkî dürüstlükleriyle tanınmış şahsiyetlerden oluşmasıdır.25 Zira temsil etme niteliğine sahip olmayan, yetkisiz ve bilgisiz kişilere danışarak onlara itaat etmek doğru olmadığı gibi,26 Kur'ân'ın şûra ile getirmiş olduğu evrensel ilkeye de aykırıdır. Çünkü Kur'ân bu konuda: "Yeryüzündekilerin (27) çoğunluğuna uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye uymazlar ve onlar, sâdece yalan söylerler"28diye uyarmaktadır.

Görülüyor ki, verilecek kararlarda rastgele çoğunluğa uymaktan ziyade, bu çoğunluk içinden seçilmiş ilim-irfan sahibi, yetkili kişilerin rehberliğinden istifade etmek esastır.
Kur'ân'da yer alan "şûrâ"ya ilişkin âyetlerin yanı sıra, konu ile ilgili Hz. Peygamber'in hadislerinin de mevcudiyeti, bu ilkenin Türk devlet yönetiminde ciddiyetle uygulanmasında önemli etkenlerden birisidir. Zira Türklerin Hz. Peygamber'e olan sevgilerinin müsbet açıdan tezahürleri bilinen bir gerçektir. Hz. Peygamber'in şûrâ ile ilgili tavsiyelerinden bir kaçına burada yer vermenin uygun olacağı kanaatindeyiz.

Bir gün Hz. Peygamber'e "Azm"in ne demek olduğu sorulmuş, o da bunu şöyle açıklamıştır: "(Azm) görüş sahipleriyle istişâre etmek ve onların görüşlerine uymaktır."29 Yine Hz. Peygamber; "Müsteşar mü'temendir (güvenilir insandır)"30 buyurmuştur. Bu hadise göre, fikrine müracaat edilecek kimse, güvenilir bir kişi olmalıdır. Ayrıca çözüm bekleyen sorunların, güven vermeyen, gerçeği olduğu gibi söyleyeceğinden emin olunmayan kişilerle istişâre edilmemelidir. Nitekim bir başka hadiste Hz. Peygamber: "Bir müslüman kardeşiniz sizden birine bir şey danıştığı zaman ona (bildiği doğru yolu) göstersin"31 buyurarak danışmanlık yapanların doğru bilgi vermelerini ihtar etmektedir.32 Hz. Peygamber, şûrâyı tavsiye etmekle kalmamış, bizâtihî kendisi uygulamıştır. Onun şûra ile ilgili uygulamalarına dair pek çok misal verilebilir.33 Keyfî yönetim üzerindeki pratik kontrolü sağlayan şûra'yı Hz. Peygamber'in uygulamasındaki amaçlardan birisi ve belki de en önemlisi, kendisinden sonra gelen yöneticilerin halkı despotça ve diktatörce yönetmek yerine meşveret yoluyla problemleri çözmeleri hususunda kendisini örnek almalarını sağlamaktır. Zîra, Allah'ın gönderdiği vahy ile hareket eden Peygamber bile işleri istişâre ederek yaptığına göre, ondan sonraki yöneticilerin de, Allah'ın elçisini örnek alarak bu ilkeyi mutlaka yerine getirmeleri gerekir.34

Türkler, benimsedikleri İslâm dîninin temel kaynakları olan Kur'ân ve Hz. Peygamber'in sünnetinde önemle vurgulanan "şûra" ilkesini, kendi devlet geleneklerinde var olan "kengeşme" ile mezcetmişlerdir. Bu sebeple Türk-İslâm devletlerinde şûrâ incelenirken bu hususun bilinmesinde yarar vardır. Şimdi, kronolojik olarak İlk Türk-İslâm devletlerinde "şûrâ" ilkesinin nasıl uygulandığı hakkında bilgiler vermeye çalışalım.

1.1. KARAHANLILARDA ŞÛRÂ

Karahanlıların devlet teşkilatına dair bilgileri, o dönemde Yusuf Has Hâcib (ö.?) (35) tarafından yazılan "Kutadgu Bilig" (36) 'te bulmaktayız. Zira bu eser, "Karahanlı Devlet Teşkilâtı" adı altında müstakil bir çalışma yapmış olan Reşat Genç'in de önemli kaynağını oluşturmaktadır. (37) Karahanlı Devleti'nde, Türklerin ideal hükümdar tipi, onların erdem olarak kabul ettikleri yüksek ahlâkî değerleri şahsında toplayan kişidir. (38) Bu hükümdarlar, "Tonga, İlig, Buğra, Arslan, Tamgaç (Tafgaç, Tabgaç), Han, Hakan ve Terken" gibi unvanlar kullanmışlardır. Türklerin daha Hunlar zamanından beri tanıdıkları "Katun" tabirinin Karahanlılarda da (çoğu defa Hatun şeklinde) kullanılmakta olup, hükümdarın yanında yer alan "Hatun", diğer Türk devletlerinde olduğu gibi Karahanlı devletinde de mühim bir mevkiye sahiptir. (39)

Yağru (vezir), esasında Başvezir (sadrazam) makamını temsil eden en yüksek hükümet görevlisi olup, emrinde de, günümüz kabinelerine benzeyen büyük bir dîvan bulunmaktadır. Bu dîvanda, idârî işler görüşülerek kararlar alınır ve bu kararlar, hükümdara arz edilip, onun onayı alındıktan sonra, uygulamaya konmaktadır. (40)

Karahanlı Devleti'nde görülen bu yönetim tarzı her ne kadar eski Türk feodal bünyeye sahip ise de, hükümdarlar, egemenlik haklarını, "töre", "kut" ve "danışma meclisi" gibi unsurların bulunması nedeniyle sınırlı olarak kullanabilmektedirler. Karahanlıların devlet teşkilatı, dönemin egemenlik anlayışından etkilenmiştir. Bu egemenlik anlayışı ise, R. Genç'in de belirtmiş olduğu gibi, uzun denilebilecek bir zaman dilimi içerisinde tekâmül ederek olgunlaşan Türk hâkimiyet anlayışıdır. Devlet başkanına, yönetme hakkı Allah tarafından ilâhî bir lütuf olarak bağışlanmıştır. Bu sayede o, Allah'ın dünyadaki halifesi, temsilcisi konumundadır. Ancak bununla birlikte Türk hükümdarı asla insan üstü bir varlık olarak da görülmemiştir. O, önce Allah'a, sonra da Töre yoluyla yönetiminde yaşayan kimselere karşı mes'ûliyet sahibi olup, bu sorumluğunu îfâ edebildiği sürece hükümdar olarak kalabilir.41

Karahanlılarda görülen bu "hâkimiyet" telâkkisi siyasi iktidarın kaynağını Allah'a bağlamakla, hükümdarı, yaptığı işlerden dolayı Allah'ın indinde sorumlu tutmuş ve bu suretle günümüzde "Millî İrâde" denilen yüksek kontrol otoritesi meselesini de üstün kültürleri sayesinde kendilerine göre halletmişler ve insanları da hükümdarın şahsî insaf duygusuna sığınmaktan kurtarmışlardır. Böylece Türk hükümdarı, hiçbir sorumluluk taşımayan diktatör biri değil, öncelikle Allah'a ve sonra da Töre yoluyla idaresi altındakilere karşı sorumlulukları olan ve bu sorumlulukları yerine getirebildiği sürece hükümdar kalabileceğinin bilincinde olan bir kimsedir. Bir başka deyişle, Türk devlet başkanının hem kendisi hem de yönetimi altında bulunanlar, onun insan üstü bir varlık değil, normal bir insan konumunda bulunduğunun ve idare yetkisinin bazı şartlarla sınırlandırılmış olduğunun bilincindedirler.42 İşte bu bilinç, bir bakıma şûrâ'nın temelinde bulunan amaçlardan (: makâsıd) olup, şûrâ'nın bilfiil uygulanmasının tabiî bir sonucudur.

Netice itibariyle diyebiliriz ki, Karahanlıların devlet yönetiminde de diğer Türk devletlerinde olduğu gibi, şûrânın önemli bir yeri vardır. Devlet başkanları, genellikle danışma meclislerinden çıkan kararlara göre hükmetmişlerdir. Dolayısıyla devlet yönetiminin temel ilkelerinden biri olan meşveret ilkesine Karahanlıların devlet mekanizması içerisinde aktif olarak yer verilmiştir.

1. 2. GAZNELİLERDE ŞÛRÂ

Gazneliler Devleti'nin kurulduğu bölgelerde çok eski dönemlerden beri çeşitli Türk zümreleri yaşamaktadır. Daha sonra Hint seferleri dolayısıyla Orta Asya'dan bölgeye göçler de olmuştur. İşte, Gazneliler Devleti'nin tebasını bu Türkler ve muhtelif etnik kökenli yerliler oluşturmuşturlardır.43

Gazneliler'in devlet teşkilâtı da diğer Müslüman Türk devletlerine benzemektedir. "Gaznelilerin Karahanlıların ve daha sonra Selçukluların birçok müessesesi üzerinde Sâmânî müesseselerinin tesirleri göze çarpmaktadır. Bu devletler de Abbâsî Devleti'nin kuvvetli nüfuzu altında kalmışlardır."44 Nitekim buna uygun olarak Gazneli saray teşkilatında; "Agaçı (Hâcibu'l-Hüccâb), Candar, Emir-i Silah, Camedâr, Şarabdar, Hansalar, Emir-i Ahur, Emir-i Şikar, Emir-i Hares, Çavuş" gibi görevliler yer almaktaydılar. Devletin beş büyük dairesi vardır. Bunlar, Dîvân-ı Vezâret, Dîvân-ı Risalet, Dîvân-ı Arz, Dîvân-ı İşraf ve Dîvân-ı Vekâlet'tir. (45) Gaznelilerde sultan, mutlak bir şekilde hâkimdir. Sultan, diğer Müslüman-Türk devletlerinde olduğu gibi, Allah'ın yer yüzündeki halifesidir. Sultan devlette kanun koyma, adlî otorite ve yürütme otoritesi bakımından en üstün durumda olup, halk üzerinde îdam ve affetme yetkisine sahiptir. 46

Türk-İslâm devletlerinden biri olan Gaznelilerde de istişâre kurumunun sınırlı bir şekilde olduğunu görüyoruz. Devlet bürokrasisinin en üst noktasında bulunan sultan, şayet uygun görürse bir vezir tayin ederek, onunla ve diğer dîvan reisleriyle istişâre ederdi, ancak son kararı vermekte serbestti. Dolayısıyla sultanın meşveret sonucunda alınan karara uyma zorunluğu yoktu. 47

Hülasa, Gazneli Devleti'nde de, belli ölçüler ve sınırlamalarla da olsa meşveret ilkesine yer verilmiştir. Burada şu hususu tekrar hatırlatmakta fayda mülahaza ediyoruz: Türk devlet geleneğinde tatbik edilen "şûrâ" ile İslâm hukukunun ön gördüğü "şûrâ", gerek kavramsal çerçevede, gerekse uygulanış biçimi açısından kısmen benzerlikler arz etse de, özellikle uygulamada oldukça farklıdır.

2. BÜYÜK SELÇUKLULARDA ŞÛRÂ

Selçuklu Devleti, Türk-İslâm orijininden gelen, "töre", "kut", "şûrâ" gibi kurumların birleşmesiyle meydana gelmiştir.48 Fakat Selçuklular, devlet yönetiminde her ne kadar eski Türk Töresi'ni ve İslâmî prensipleri kendilerine rehber edinmişlerse de, İslâmî terimler ve kurumlar daha ağırlıklı olarak yer almıştır.49 Nitekim, Arapların ve Farsların kullandığı "dîvân" Selçuklu Devleti'ni idare edenler tarafından da kullanılmaya başlanmıştır.50 "Dîvân"ın günümüzdeki karşılığı "Bakanlar Kurulu (Council of Ministers)"dur. Selçuklu Devleti'nde "dîvân" teriminin kullanılmasında İslâmî kültürü kadar, Selçuklu Devleti idaresinde İranlı idarecilerin bulunması da etkili olmuştur.

Eski Türk devletlerinin, bir bakıma demokratik anlayışla örtüştüğü söylenebilecek olan "şûrâ", an'anesi Selçuklulara da intikal etmiştir.51 Zira, Büyük Selçuklu Devleti'nde "âlimler ve ihtiyarlar meclisi", "müşavere meclisi" veya "meşveret meclisi" adını taşıyan bir kurumun oluşu52 bu geleneğin devam ettiğini göstermektedir. Selçukluların danışmaya verdiği önemi daha iyi kavrayabilmek için Selçuklu vezirlerinden Nizamülmülk'ün (ö. 485/1092) "Siyasetnâme" isimli eserini incelemenin yeterli olacağı kanaatindeyiz. Nizamülmülk bu eserinde, önemli problemleri danışmak suretiyle insanın fikir gücünü artırabileceğini belirtmektedir.

Ona göre, danışmak, bireyin tam fikir sahibi olmasını ve ileriyi görmesini sağlar. Çünkü herkesin bilgi düzeyi farklıdır. Kimisi çok bilgilidir. Fakat yeterli tecrübesi olmadığı için, bildiğini uygulamada başarısız olur. Kimi de vardır ki hem tecrübelidir, hem de, bildiği ve tecrübe sahibi olduğu hususu tatbik etmekte mâhirdir. Nizamülmülk bu konuda şu örneği verir: "Biri vardır hastalığın ilacını kitaptan almıştır. Bütün ilaçların isimlerini ezberden bilir, sonra başka biri vardır, aynı ilaçları hem bilir, hem de o ilaçlarla hastalıkları tedavi eder. Çünkü, ilaçları defalarca tecrübe etmiştir."53 Pratik yapan, teori bilen bir başkasıyla asla bir değildir. Nizamülmülk, bu örnekten sonra şu dikkate değer fikirleri zikreder: "Devlet yönetimi hakkında bilginler ve cihangörmüş kişiler ile tedbir almak gerekir. Tedbir alan kişilerin sayısı ne kadar fazla olursa, gücü de o kadar fazla olur. On kişinin alacağı tedbir, üç kişinin alacağı tedbirden daha kuvvetli olacaktır."54

Nizamülmülk'ün yukarıdaki önerilerinin lafta kalmadığını, Selçuklu devlet mekanizması içerisinde uygulandığını da kaynaklardan öğreniyoruz. Zira, meşveret ilkesinin uygulandığına dair en önemli gösterge, Selçuklu devlet yönetiminde "Dîvân-ı Saltanat (: Büyük Dîvân) " adı verilen bir meclisin bulunmasıdır.55 Bu meclisin çalışmaları hükûmet başkanı olan başbakan, yani büyük vezirin riyâsetinde yapılmaktadır. Meclisi oluşturan üyeler ise şunlardır: İçişleri, dışişleri, maliye, askerî eğitim ve donatım, adalet işlerinden sorumlu olan vezirler ile ordu komutanları, şehzâdeler, onların yetişmesinden sorumlu olan ata-beglerdir.56 Ülkenin çözüm bekleyen problemleri bu dîvanda tartışılmakta ve alınan kararlar devletin başı olan Selçuklu sultanı tarafından genellikle kabul edilmektedir. Bununla birlikte, nadiren de olsa, meclisin almış olduğu bu kararları, Selçuklu hükümdarı değiştirebilmektedir. Bütün bu bilgilerden anlaşılan odur ki, Selçuklu Devleti'nin başındaki hükümdar, devleti, diktatörce değil, meclisin aldığı kararlar çerçevesinde idare etmiştir.57

Selçuklu Devleti'nde gelişen bu meclis sistemi Anadolu Selçuklularında da, biraz değişikliğe uğramakla birlikte devam etmiştir. Bu küçük değişiklik, özellikle Anadolu Selçuklularının, Moğollara mağlup olmasından sonra ortaya çıkmıştır. M. Saray'ın da belirtmiş olduğu gibi, Moğol istilâsından sonra, Anadolu Selçukluları meclisinin teşkil eden dîvâna ve onun yan kuruluşlarına nezaret etmekle yükümlü bir Moğol naibliği oluşturulmuştur. Bu naiblik, meclisin diğer işlerine karışmamakla birlikte, vergi ve maliye işlerine müdahalelerde bulunmuştur.58 Anadolu Selçuklu Devleti'ndeki kısmen değişmiş meclisin adı "Divân-ı Saltanat (divan-ı a'lâ)"dır. Bu dîvân, bazen hükümdarın, bazen "Sahib-i Azâm" denen vezirin başkanlığında toplanan en büyük karar ve müzakere organıdır.59

Şu halde, hem Selçuklu, hem de Anadolu Selçuklu Devleti'nde danışma meclisi bulunmaktadır. İslâm öncesi Türk devletlerinde görülen "kurultaylar", İslâm sonrası Türk devletlerinde "dîvân" adı altında devam etmiştir. Danışma meclisleri hangi ad altında olursa olsun, Selçuklu devlet mekanizması içerisinde de yer almıştır. Dolayısıyla bu devletlerde "danışma" ilkesinin uygulanmış olması da, söz konusu devletlerin, diktatörce idare edilmediğinin ve hükümdarların yetkilerinin sınırlı olduğunun en önemli göstergelerindendir. Zira egemenlik yetkileri sınırlı olan bir hükümdarın yönetimi, "diktatör yönetimi" olarak tavsif edilemez.

SONUÇ

Türk devlet geleneğinin kökleri tarihî derinliklere kadar uzanan, en önemli yönetim ilkelerinden birisi de "şûrâ"dır. Türkler, "Kengeşme" adını verdikleri şûra'yı, ilk bozkır devletlerinden başlamak sûretiyle günümüze kadar devam ettirmişlerdir. "Danışıklı iş bozuk olmaz" prensibinden hareketle, devlet yönetiminde, şûra'ya ayrı bir önem vermişlerdir. Tarihi süreç içerisinde şûra ilkesini sistemli bir şekilde uygulayan Türkler, yönetim mekanizmalarında danışmanlara yer vermişlerdir.

Onlar, bu danışmanların ilim ve irfan sahibi olmasını temel şart olarak kabul etmişler, kararlarını alırken onların görüşlerinden faydalanmışlardır. Türkler zaten kendi geleneklerinde var olan bu ilkeyi, İslâmiyet'i benimsedikten sonra, dînin içerisinde mevcut olan istişâre ile mezcetmişlerdir. Şûra ilkesi, sadece yönetimle ilgili olmayıp, aynı zamanda bireyin bütün hayatı ile yakından ilgilidir. Kur'ân, şûra ilkesiyle daha o dönemde ilk olarak cumhuriyet esasını ortaya koymuş ancak herhangi bir yönetim şekli getirmemiştir. O, şekilden ziyade, yönetime hâkim olacak zaman üstü prensipler ortaya koymuştur. İşte "şûra", Kur'ân'ın zaman üstü yönetim prensiplerindendir. Meşveret meclislerini oluşturacak kişilerde aranan vasıfların başında, istişâre edilecek konularda uzmanlık ve liyakat gibi hususlar gelirken, günümüzde uygulanan demokratik sistemlerde ise, ehliyet ve liyakatten ziyade seçme ve seçilme yaşı, milliyet, seçme ve seçilmeye engel olacak biçimde mahkum olmamak, vb. şartları taşıyan her vatandaş oy kullanabilmektedir. Halbuki, şûrâda, fikrine müracaat edilecek, oy kullanacak kişilerin "ehl-u hall ve'l akd" vasfını taşıması lâzımdır. Bu bakımdan, Şûrâ'da rastgele çoğunluktan ziyade, konusunda mütahassıs olup, yeter derecede bilgi birikimine sahip kimselerin fikirleri ve oyları geçerlidir.

İslâm öncesi Türk devletleri ile Türk-İslâm devletlerinde, yönetimin başında bulunan hükümdarlar danışma meclislerinin kararlarını genellikle kabul etmişlerdir. Bundan dolayı, Türk hükümdarları, "diktatör" olarak vasıflandırılmamalıdırlar. Onlar yönettikleri tebalarına despotça davranmamışlardır. Zira onların egemenlik hakları, hem "töre" hem de "meşveret" ile sınırlandırılmıştır. Sınırlı egemenlik hakkına sahip olan hükümdarlar, danışma meclislerinde alınan kararlar doğrultusunda hüküm vermişlerdir. Nadiren de olsa, bu meclislerde alınan kararları onaylamadıkları vakî olmuştur.

Türk devletlerinde, önce Kurultaylar, sonra Danışma Meclisleri vasıtasıyla uygulanan şûrâ ilkesi, ilk Müslüman-Türk devletlerinde ve Büyük Selçuklularda Dîvânlar, Meşveret Meclisleri şeklinde tatbik edilmiştir. Türk devlet geleneğinin önemli bir yönetim ilkesi olan Şûrâ, daha sonra kurulan Türk devletlerinde de devam etmiştir.

Netice itibariyle diyebiliriz ki, Türk devlet yönetiminin temel dinamiklerinden biri olan şûrâ, gereği gibi uygulandığı takdirde fikir diktasını engellemek suretiyle gerek birey, gerekse topyekûn bir millet olarak isabetli ve başarılı adımlar atılmasını sağlar. Şûrâ'ya sadece devlet yönetiminde değil, hayatın her aşamasında ihtiyaç vardır. Şûrâ, bilgi birikimi ve tecrübesi olan kişilerle yapılan bir faaliyet olduğuna göre, bireyin hata yapmasını, büyük ölçüde önleyen bir ilkedir. Yararlarını saymakla bitiremeyeceğimiz şûrâ'ya günümüzde her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu izahtan varestedir. Devletin bekası, milletin huzur ve mutluluğu bu ilkenin lâyık olduğu şekilde tatbik edilmesine bağlıdır.

BİBLİYOGRAFYA
1 Taneri, Aydın, Türk Devlet Geleneği Dün, Bugün, M. E. B. Y.: 2435, İstanbul, 1997, s. 237.
2 Kaşgarlı Mahmûd, Dîvânu Lugâti't-Türk, çev. Besim Atalay, T. D. K. Y., 521, T. T. K. B., Ankara, 1985, c. III, s. 358.
3 Kaşgarlı Mahmûd, a.g.e., a. y.
4 Mo-Tun'un ölüm tarihi ile ilgili bilgiler farklı olduğu için hüküm sürdüğü dönem kaydedilmiştir.
5 Mari, A. "Kuzey Asya'daki Eski Bozkır Devletinin Teşkilatı", Tarih Enstitüsü Dergisi, İstanbul, 1978, s. 9.
6 Kafesoğlu, İbrahim, Türk Millî Kültürü, Ankara, 1977, s. 227.
7 Niyazi, M., Türk Devlet Felsefesi 2. Baskı, Ötüken Yayınevi, İstanbul, 1996, s. 91'de M. De Groot, Die Hunnen der Worschrifthen Zeit, Berlin und Leipzig, 1921, s. 59'a atfen. Bu kurultaylar, İslâmî dönemdeki Türk devletlerinde de görülmektedir. Büyük Selçuklular'da Tuğrul Beğ'i hükümdarlığa seçen ailenin ileri gelenleri ve aşiret beyleri; eski Türk devletlerinde görülen "kurultay"ı oluşturmuşlardır. Yazıcızade'nin ileri sürdüğü gibi, Osman Gazi'yi devletin başına bey seçen kabile reislerinin oluşturdukları seçkin topluluk da "kurultay"dan başka bir şey değildir.
8 Turan, Osman, Türk Cihan Hakimiyeti Mefkûresi Tarihi, Turan Neşriyat Yurdu, İstanbul, 1969, c. I, s. 102.
9 Ögel, Bahaeddin, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, (I-II), M. E. B. Y., 2435, 3. Baskı, İstanbul, 1997, c. II, s. 59; Taneri, A., a.g.e., s. 237.
10 İbn Fazlan, Seyahatname, çev. Ramazan Şeşen, Bedir Yayınevi, İstanbul, 1995, s. 34.
11 Sümer, Faruk, Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri, Boy Teşkilatı, Destanları, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, 89, İstanbul, 1992, s. 62.
12 Köymen, Mehmet Altay, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Selçuklu Tarih Medeniyeti Enstitüsü Yayınları, Güven Matbaası, Ankara, 1979, c. I, s.6.
13 Turan, O, "Türkler ve İslâmiyet", A. Ü. D. T. C. F. Dergisi, c. IV, Sayı: 4, Ankara, 1946, s. 457.
14 Yazıcı, Nesimi, İlk Türk-İslâm Devletleri Tarihi, A. Ü. İ. F. Y., No: 192, Ankara, 1992, s. 34.
15 Saray, Mehmet, Türk Devletlerinde Meclis (Parlamento), Demokratik Düşünce ve Atatürk, A. K. D. T. Y. K., Ankara, 1999, s. V.
16 et-Taberî, Ebû Câfer Muhammed b. Cerîr, Câmiu'l-Beyan an Te'vîli Ayi'l-Kur'ân, Daru'l-Fikr, Beyrut, 1988, c. III, s. 153; es-Semerkandî, Ebu'l-Leys Nasr b. Muhammed, Tefsîru's-Semerkandî, Bahru'l-Ulûm, Dâru'l-Fikr, Beyrut, 1996, c. I, s. 260; el-Bagavî, Ebû Muhammed el-Hüseyn b. Mes'ûd, Me'alimu't-Tenzîl, Daru'l-Teyyîbe, Dördüncü Baskı, Riyad, 1997, c. II, s. 124; ez-Zemahşerî, Ebû'l-Kasım Carullah Muhmud b. Ömer, el-Keşşaf an Hakaiki't-Tenzîl ve Uyûni'l-Ekâvil fî Vucûhi't-Te'vîl, Darû'l-Fikr, y. y., 1977, c. I, s. 474;; el-Beydavî, Nasıru'ddin Ebû Saîd Abdillah b. Ömer, Envarût-Tenzîl ve Esrârût-Te'vîl, Dâru Sadr, Beyrut, t. s., c. II, s. 50.
17 Şûrâ, 42 / 38.
18 el-Kurtubî, Ebû Abdillâh Muhammed el-Ensârî (ö. 671 / 1272), el-Câmi' li Ahkâmi'l-Kur'ân, I-XX, 2. Baskı, Kahire, 1965, c. XVI, s. 36, 37.
19 Öztürk, Yaşar Nuri, Kur'ân'ın Temel Kavramları, Yeni Boyut, 1. Basım, İstanbul, 1991, s.552.
21 Ateş, Süleyman, Yüce Kur'ân'ın Çağdaş Tefsîri, Yeni Ufuklar Neşriyat, İstanbul, 1989, c. VIII, s. 205.
22 Tabbara, 'Afîf 'Abdu'l-Fettah, Rûhu'd-Dîni'l-İslâmî, Dâru'l-İlmi li'l-Melâyîn 7. Baskı, Beyrut, 1376/1966, s. 285.
23 Öztürk, Y. N., a.g.e., s. 553.
24 Tabbara, A., a.g.e., s. 287; Hamidullah, Muhammed, İslâm'a Giriş, Çev. Cemal Aydın, Ankara, 1996, s. 148; Udeh, Abdulkadir, et-Teşrîu'l-Cinâi'l-İslâmî Mukâranen bi'l-Kânûnî'l-Vad'î, Mektebetu Dâri'l-Gurûbe, 3. Baskı, Kahire, 1963, c. I, s. 37.
25 Udeh, A., a.g.e., c. I, s. 37.
26 Tabbara, A., a.g.e., s. 286.
27 Hasan Basri Çantay ayette geçen yeryüzündekilerden kastın kâfirlerin, yahud cahillerin hevâ ve heveslerine uyanlar olduğunu, "yer"den kastedilenin ise "Mekke" şehri olduğunu zikretmektedir. Bkz. Çantay, H. B., Kur'ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm, Elif Ofset, 9. Baskı, İstanbul, 1396 / 1976, c. I, s. 203.
28 En'âm, 6 / 116.
29 İbn Kesîr, İmâduddin Ebi'l-Fida İsmail, Tefsîru'l-Kur'âni'l-'Azîm, Dâru'l-Endelüs, 1. Baskı, Beyrut, 1966, c. II, s. 143.
30 Ebû Dâvûd, Edeb, 114; Tirmizî, Edeb, 57; İbn Mâce, Edeb, 37.
31 İbn Mâce, Edeb, 37.
32 Hz. Peygamber: "(Ümmetimden) her kim istişâre ederse doğru yoldan mahrum kalmaz. Her kim de istişâreyi terk ederse hatadan kurtulmaz." (Alûsî, Ebu'l-Fadl Şihâbuddîn Mahmud, Rûhu'l-Meânî fî Tefsîri'l-Kur'âni'l-'Azîm ve's-Seb'i'l-Mesânî, Dâru'l-Fikr, Beyrut, 1993, c. III, s. 166; Elmalılı, M. Hamdi Yazır, Hak Dîni Kur'ân Dili, Eser Neşriyat, İstanbul, 1979, c. II, s. 1217. ); "Müşavere eden bir toplum, her halde işlerinin en doğrusuna muvaffak olur. " (ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, c. I, s. 474; Fahru'd-Dîn er-Râzî, Mefâtîhu'l-Ğayb, c. V, s. 54; el-Kurtubî, a.g.e, s c. IV, s. 251. ); "Eğer idarecileriniz hayırlı, zenginleriniz cömert ve işleriniz aranızda şûrâ ile olursa, yerin üstü, (yerin) altından sizin için daha hayırlıdır" (Tirmizî, Kitabu'l-Fiten, 78, 2266 numaralı hadis) mealindeki hadislerinde de danışmanın fert ve toplum hayatındaki önemini vurgulamaktadır.
33 Hz. Peygamber'in şûrâ ile ilgili uygulamalarına dair misaller için bkz. Hamîdullah, Muhammed, İslâm Peygamberi, çev. Salih Tuğ, 5. Baskı, İstanbul, 1993, c. II, s. 892-894.
34 Johnstone, H. A. Munro Butler, Türkler, Karakterleri, Terbiyeleri ve Müesseseleri, çev. Hüseyin Çelik, T. D. V. Y. / 206, Ankara, 1996, s. 29-30.
35 Yusuf Has Hâcib'in ölüm tarihi ile ilgili olarak bkz. Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, I, (Metin), Hazırlayan: Reşit Rahmeti Arat, A. K. D. T. Y. K., T. D. K. Y., 458, 3. Baskı, Ankara, 1991, s. XXIII.
36 "Kutadgu Bilig", Yusuf Has Hâcib'in ünlü siyaset kitabının adıdır.
37 Yazıcı, N., a.g.e., s. 96.
38 Genç, R., "Karahanlılar", Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, c. VI, s. 166.
39 Genç, R., a.g.e., s. 170.
40 Genç, R., a.g.e., s. 174.
41 Genç, Reşat, "Karahanlılar", a.g.e, c. VI, s. 166; "Karahanlılar Devri Kültürü ve Karahanlı Devleti ve Teşkilâtı", Tarihte Türk Devletleri, Ankara, 1987, c. I, ss. 283-285.
42 Genç, R., "Karahanlılar", a.g.e., a. y.
43 Yazıcı, N., İlk Türk-İslâm Devletleri Tarihi, s. 116.
44 Merçil, Erdoğan, "Gaznelilerde Devlet Teşkilâtı", Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, c. VI, s. 294.
46 Merçil, E., a.g.e., a. y.
47 Merçil, E., a.g.e., a. y. ; Yazıcı, N., İlk Türk-İslâm Devletleri Tarihi, s. 116.
48 Turan, Osman, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti, T. K. A. E., 7, Seri: III, Sayı: A, 1, Ankara, 1965, s. 217.
49 Saray, M., Türk Devletlerinde Meclis, s. 16.
50 Mansuroğlu, M., "Dîvan", mad., İ.A., c. III, s. 595.
51 Turan, O., Türk Cihan Hakimiyeti Mefkûresi Tarihi, c. I, s. 122.
52 Taneri, A., a.g.e., s. 237.
53 Nizâmü'l-Mülk, Siyasetname (Siyeru'l-Mülûk), çev. Nurettin Bayburtlugil, Dergâh Yayınları: 81, Tarih Dizisi: 6, Emek Matbaacılık, 4. Baskı, İstanbul, 1998, s. 133.
54 Nizâmü'l-Mülk, a.g.e., s. 133, 134.
55 Selçuklu Devletindeki "Dîvân" hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. M. A. Köymen, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, c. III, ss. 157-187; Kafesoğlu, İ., "Selçuklular" mad., İ. A., c. X, ss. 388­399.
56 Ata-begler, Selçuklu Devleti'nde, şehzadeleri eğitmek ve yetiştirmek üzere hükümdar tarafından görevlendirilen üst düzey devlet yöneticilerine verilen ünvandır. Bkz. Turan, O., Selçuklular Tarihi, s. 221-222.
57 Saray, M., a.g.e., s. 16-17.
58 Saray, M., a.g.e., 17.
59 Ortaylı, İlber, Türkiye İdare Tarihine Giriş, Turhan Kitabevi, Ankara, 1996, s. 163.
el-Alûsî, Ebu'l-Fadl Şihâbuddîn Mahmud, Rûhu'l-Meânî fî Tefsîri'l-Kur'âni'l-'Azîm ve's-Seb'i'l-Mesânî, Dâru'l-Fikr, Beyrut, 1993.
Ateş, Süleyman, Yüce Kur'ân'ın Çağdaş Tefsiri (I-XII), Yeni Ufuklar Neşriyat, İstanbul, 1988.
el-Bagavî, Ebû Muhammed el-Hüseyn b. Mes'ûd (ö. 516 / 1122), Tefsîru'l-Bagavî (Meâlimu't-Tenzîl) (I-VIII), Daru't-Tayyibe, 4. Baskı, Riyad, 1997.
el-Beydâvî, Nasıru'd-dîn Abdullah b. Ömer, (ö. 685 / 1288), Envâru't-Tenzîl ve Esraru't-Te'vîl (I-V), Daru's-Sadr, Beyrut, t. s.
Ebû Dâvûd, Süleyman b. el-Eş'as es-Sicistânî, (ö. 275 / 888), Sünen (I-V), Çağrı Yayınları, Daru Sahnun, İstanbul, 1992.
Ebu'l-Leys es-Semerkandî, Nasr b. Muhammed b. Ahmed, (ö. 375/985), Tefsîru's-Semerkandî (Bahru'l-Ulûm) (I-III), Tahk. Muhibbu'd-dîn Ebû Said, Daru'l-Fikr, 1. Baskı, Beyrut, 1996.
Elmalılı, Muhammed Hamdi Yazır (ö. 1361/1942), Hak Dîni Kur'ân Dili (I-IX), Eser Neşriyat, Haznedar Ofset, İstanbul, 1979.
Fahruddin er-Râzî, (ö. 606/1209), et-Tefsiru'l-Kebîr (Mefâtîhu'l-Gayb) (I-XVI+Fihrist), Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, Birinci Baskı, Beyrut, 1990.
Genç, Reşat, "Karahanlılar", Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, Çağ Yayınları, İstanbul, 1987. "Karahanlılar Devri Kültürü ve Karahanlı Devleti ve Teşkilâtı", Tarihte Türk Devletleri, Ankara, 1987.
Hamîdullah Muhammed, İslâm Peygamberi (I-II), Çev: Salih Tuğ, İrfan Yayıncılık, 5. Baskı, İstanbul, 1993. , İslâm'a Giriş, Çev: Cemal Aydın, Ankara, 1996.
İbn Fazlan, Seyahatname, Çev. Ramazan Şeşen, Bedir Yayınevi, İstanbul, 1995.
İbn Kesîr, Ebu'l-Fida, İsmail b. Ömer, (ö. 774/1372), Tefsîru'l-Kur'ânî'l-Azîm (I-IV), Daru'l-Ma'rife, Beyrut, 1969.
İbn Mâce, Ebû Abdillah Muhammed b. Yezid el-Kazvinî (ö. 275 / 888), Sünen (I-II), Daru Sahnun, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1992.
Johnstone, H. A. Munro Butler, Türkler, Karakterleri, Terbiyeleri, Müesseseleri, çev. Hüseyin Çelik, T. D. V. Y. / 206, Ankara, 1996.
Kafesoğlu, İbrahim, Türk Millî Kültürü, 3. Baskı, İstanbul, 1984.  "Selçuklular" mad., İ.A., c. X, ss. 388-399.
Kaşgarlı Mahmud, Dîvanu Lugâti't-Türk (I-IV), (Çev. Besim Atalay), Türk Dil Kurumu Yayını 521, T. T. K. B., Ankara, 1985.
Köymen, Mehmet Altay, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, S. T. M. E. Y., Güven Matbaası, Ankara, 1979.
el-Kurtubî, Ebû Abdillah Muhammed el-Ensârî (ö. 671 / 1272), el-Ca'mi' li Ahkâmi'l-Kur'an (I-XX), 2. Baskı, Kahire, 1965.
Mansuroğlu, M., "Dîvân", mad. İ. A., c. III.
Mari, A., "Kuzey Asya'daki Eski Bozkır Devletinin Teşkilatı", Tarih Enstitüsü Dergisi, İstanbul, 1978.
Merçil, Erdoğan, "Gaznelilerde Devlet Teşkilatı", Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, Çağ Yayınları, İstanbul, 1987. (c. VI, ss. 294-297).
en-Nesefî, Ebû'l-Berekât, Abdullah b. Ahmed b. Mahmûd, (ö. 710/1310), Medariku't-Tenzîl ve Hakaiku't-Te'vîl (I-III), 1. Baskı, Beyrut, 1989.
Niyazi, Mehmet, Türk Devlet Felsefesi, 2. Baskı, Ötüken Yayınevi, İstanbul, 1996.
Nizâmu'l-Mülk, Siyasetname (Siyeru'l-Mûlûk), Çev. Nurettin Bayburtlugil, Dergâh Yayınları: 81, Tarih Dizisi: 6, Emek Matbaacılık, 4. Baskı, İstanbul, 1998.
Ortaylı, İlber, Türkiye İdare Tarihine Giriş, Turhan Kitabevi, Ankara, 1996.
Ögel, Bahaeddin, Türk Kültürünün Gelişme Çağları (I-II), M. E. B. Y.: 2435, 3. Baskı, İstanbul, 1997. , Türk Mitolojisi, Ankara, 1971.
Öztürk, Yaşar Nuri, Kur'ân'ın Temel Kavramları, Yeni Boyut, Yıldızlar Matbaası, 1. Basım, İstanbul, 1991.
Saray, Mehmet, Türk Devletlerinde Meclis (Parlamento), Demokratik Düşünce ve Atatürk, A. K. D. T. Y. K, Ankara, 1999.
Sümer Faruk, Oğuzlar (Türkmenler), Tarihleri-Boy Teşkilatı-Destanları, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul, 1992.
Tabbârâ, 'Afîf 'Abdu'l-Fettah, Rûhu'd-Dîni'l-İslâmî, Dâru'l-İlmi li'l-Melâyîn, 7. Baskı, Beyrut, 1376 H./1966 M.
et-Taberî, Ebû Câfer Muhammed b. Cerîr, (ö. 310/911), Câmiu'l-Beyan an Te'vîli Âyi'l-Kur'ân (I-XV), Daru'l-Fikr, Beyrut, 1988.
Taneri, Aydın, Türk Devlet Geleneği Dün-Bugün, M. E. B. Y. 2435, M. E. B., 2. Baskı, İstanbul, et-Tirmizî, Ebû Îsa Muhammed b. Îsa b. Serve, (ö. 279/892), Sünenu't-Tirmizî (I-V), Çağrı Yayınları, Daru Sahnun, İstanbul, 1992.
Turan, Osman, Türk Cihân Hakimiyeti Mefkûresi Tarihi (I-II), Turan Neşriyat Yurdu, İstanbul,
1969. , "Türkler ve İslâmiyet", A. Ü. D. T. C. F. Dergisi, c. IV, sayı: 4, Ankara, 1946. , Selçuklular Tarihi ve Türk İslâm Medeniyeti, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yay., 7, Seri: III, Sayı: A 1., Ankara, 1965.
Udeh, Abdülkadir, et-Teşrîu'l-Cinâî'l-İslâm Mukâranen bi'l-Kânunî'l-Vad'î (I-II), Mektebetü Dâri'l-Gurûbe, 3. Baskı, Kahire, 1963.
Yazıcı, Nesîmi, İlk Türk-İslâm Devletleri Tarihi, A. Ü. İ. F. Y., No: 192, Ankara, 1992.
Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, I (Metin), Neşre Hazırlayan: Reşit Rahmeti Arat, A. K. D. T. Y. K., T. D. K. Y., 458, Ankara, 1991.
ez-Zemahşerî, Ebu'l-Kasım, Cârullah Mahmud b. Ömer, (ö. 538/1144), el-Keşşâf an Hakaiki't-Tenzîl ve Uyûni'l-Ekâvîl fî Vucûhi't-Te'vîl (I-IV), Daru'l-Fikr, y. y., t. s.

9 Aralık 2016 Cuma

ALMAN YARGIÇLAR BİRLİĞİ'nden Türkiye'ye tokat gibi cevap ve AKP yanlısı Yargıda Birlik Platformu'nun randevu istemine red!..

ALMAN YARGIÇLAR BİRLİĞİ'NDEN TÜRKİYE’YE CEVAP!..
AKP’ye yakınlığı ile bilinen "Yargıda Birlik Platformu" başkanı Dr. Birol Kırmaz, Alman "Yeni Yargıçlar Birliği Derneği’nden" randevu talep etti. Alman "Yeni Yargıçlar Derneği" adına Yönetim Kurulu başkanı Martin Wenning-Morgenthaler randevu talebine bakın nasıl bir yanıt verdi:
“Sayın Kırmaz,
NRV (Alman Yeni Yargıçlar Derneği) temsilcileri ile görüşme isteğinize ilişkin 27 Şubat 2016 tarihli mektubunuz için çok teşekkür ederiz. Umarız isteğinize uygun davranışımızı anlayışla karşılarsınız....
YARGININ GÖREVİ HÜKÜMETİ KORUMAK DEĞİLDİR
NRV, demokrasi ve azınlıkların korunması ve özellikle devletin üçüncü erki olarak yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığını savunmaktadır.
Bize göre yargı, diğer iki erk (yasama/meclisler ve yürütme/hükmetler) ile başa çıkabilecek yeterlilikte olmalıdır. Her erkte sahip olduğu araçları kötüye kullanma eğilimi mevcuttur. Bu nedenle, erklerin her tasarrufu, hizmet ettiği toplumun dikkatli bir denetimine tabi olmalıdır. Yargının görevi, hükümeti eleştirilere karşı korumak değil tam tersine yurttaşların temel haklarını korumaktır.
Gördüğümüz kadarıyla, günümüz Türkiyesi’nde bağımsız yargının bu prensipleri hiç bir şekilde hayata geçirilmemektedir.
Türkiye’de demokrasi ve hukuk devletinin durumuna ilişkin ürkütücü bilgilere sahibiz.
Hükümet üyelerine ve yüksek bürokratlara karşı soruşturma başlatan yargıç ve savcıların görev yerleri değiştirilmiş ya da meslekten ihraç edilmişlerdir. Onların soruşturmaları, özellikle yolsuzluk iddialarıyla ilgili olanlar düşürülmüştür. Mesleki görevleri kapsamında yasadışı silah kaçakçılığı şüphesiyle bir tırı kontrol eden üç savcı ve bir polis (jandarma komutanı) bir kaç aydır cezaevindedirler.
Muhaliflerin ve Kürtlerin savunmasını üstlenen avukatların kendileri suçlanmış ve tutuklanmışlardır.
Üzüntü verici gidişatı eleştiren gazeteciler ve politik olarak aktif yurttaşlar suçlanmış ve tutuklanmışlar, kamu hizmetlerinden uzaklaştırılmışlardır. 
Bütün bu uygulamalara yargıçlar ve savcılar tarafından izin verilmektedir. Bu nedenle, mevcut durumda birçok yargıç ve savcının, bunun Türkiye’nin üstün çıkarlarına uygun olduğu bahanesiyle kendilerini hükümete ve onun temsilcilerine teslim ettiklerini düşünüyoruz.
Bu koşullar altında, bizim izlenimlerimize göre, hükümete çok yakın ve sorunun parçası olan bir yargıç örgütü ile temas kurma eğiliminde olmayışımızı anlayışla karşılayacağınızı umuyoruz.
Böyle temaslarla örgütünüze tanınırlık görüntüsü verme niyetinde değiliz.
Saygılarımla, Martin Wenning-Morgenthaler - Yönetim Kurulu Başkanı
((Gönderen: DR. Kayaalp Buyukataman Turkish Forum - Dunya Turkleri Birligi <kb@turkishforum.com.tr> adına eturkiyeyizbiz@googlegroups.com <eturkiyeyizbiz@googlegroups.com> 09 Aralık 2016-Cuma)

21 Ekim 2015 Çarşamba

Türkiye'de Yargı bağımsızlığı, adalet cihazı ve hukuk ihlal mi ediliyor?...

‘Uluslararası Yargıçlar'dan tepki: Türkiye'de "Yargı bağımsızlığı" apaçık ihlal ediliyor
ULUSLARARASI YARGIÇLAR BİRLİĞİ, İSPANYA'NIN BARCELONA ŞEHRİNDE 83 ÜLKENİN TEMSİLCİSİNİ 4-8 EKİM ARASINDA BİR ARAYA GETİRDİ. TOPLANTIDA TÜRKİYE İLE İLGİLİ KARARLAR OYBİRLİĞİYLE ALINDI.
FARUK ALAN – İSTANBUL (21 Ekim 2015, Çarşamba)
AKP iktidarının son dönemde yargı bağımsızlığını ortadan kaldıran uygulamalara imza atmasına Uluslararası Yargıçlar Birliği sert tepki gösterdi.
Birlik, Türkiye'de yargıçların içinde bulunduğu ağır koşullara ve hukuksuz uygulamalara işaret ederek sert bir deklerasyon yayınladı. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm uluslararası otoritelere gönderilmek üzere oy birliğiyle kabul edilen deklerasyonda “Etkili hukuk yolu ve hukukun emrettiği prosedürlere uygunluk prensipleri perspektifinden değerlendirildiğinde, geçerli bir sebep olmadan yargıçların görevden uzaklaştırılma, yakalanma ve tutuklanmalarının yargı bağımsızlığının ciddi ihlalleri olduğu apaçık ortadadır.” ifadeleri kullanıldı.
Uluslararası Yargıçlar Birliği toplantısında Türkiye'nin yargı sorunları tartışılmıştı.
4-8 Ekim arasında İspanya'nın Barselona şehrinde gerçekleştirilen ve 83 ülke yargı örgütünün katıldığı Uluslararası Yargıçlar Birliği toplantısında Türkiye'nin yargı sorunları tartışılmıştı. Bu toplantının ardından sert bir deklerasyon kaleme alındı. ‘Türkiye'de Yargının Durumuna İlişkin Deklarasyon' başlıklı metinde yargıçlık teminatına dikkat çekildi. Deklarasyonda özetle şu uyarılar yapıldı: “Yargıçlık teminatı, azledilmeme yargıçların bağımsızlığı için anahtar niteliktedir. Buna ek olarak bir yargıç kendi rızası olmadan yeni bir atamaya maruz kalmamalı ya da başka bir göreve naklen gönderilmemelidir. Dahası, süreklilik arz eden yargıçlık görevi kanunla ortaya konan disiplin ya da ceza hükümlerinin ciddi ihlali söz konusu olduğunda ya da yargısal faaliyetin fiilen gerçekleştirilememesi durumunda ancak sonlandırılabilir. Uluslararası Yargıçlar Birliği, Türkiye Cumhuriyeti otoritelerini, derhal Türkiye'de yargı bağımsızlığına saygı gösterilmesi konusundaki süregelen olumsuz tavırlarından vazgeçmeye, ilgili uluslararası standartlara tamamen uyarak bağımsızlığı güvence altına almaya çağırmaktadır.”
Uluslararası Yargıçlar Birliği, YARSAV Başkanı Murat Arslan'ın Anayasa Mahkemesi'ndeki Raportörlük görevine son verilmesine de sert tepki gösterip bunu, yargı bağımsızlığının ihlali olarak nitelendirdi.

17 Haziran 2014 Salı

CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ_SEÇİM TAKVİMİ ; 29 Haziran 2014-Pazar, 28 Ağustos 2014-Perşembe

CUMHURBAŞKANI SEÇİMİNDE UYGULANACAK
S E Ç İ M T A K V İ M İ
I. 10 Ağustos 2014 Pazar Günü Yapılacak Olan Birinci Oylamaya İlişkin Takvim 
NOT:   1- Bu Takvim, 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nun 3. maddesinin üçüncü fıkrasının verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanmıştır.
2- 6271 sayılı Kanun'da yer alan süreler ile bu Kanun'un 2. maddesinin beşinci fıkrasıyla göndermede bulunulan diğer kanunlarda öngörülen kimi süreler kısaltılmıştır (6271/2-6).
3- Takvimde son günü gösterilen süreler aksine bir açıklama yoksa, belirtilen gün saat 17.00’de sona erer.
4- Seçim takviminin kesintisiz uygulanması gerekmekte olup, tatil günleri de seçim takvimi açısından resmî çalışma günleri gibi değerlendirilir.
5- 298 sayılı Kanun'un 87. maddesi gereğince, sandık seçmen listesinde yazılı seçmenin kimliği, nüfus hüviyet cüzdanı veya kimlik tespiti amacıyla düzenlenmiş ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan resmî belgelerle belirlenir. Hangi resmî belgelerin kimliğin belirlenmesinde kabul edileceği hususu, Yüksek Seçim Kurulunca seçimlerin başlangıcında tespit ve ilân edilir. Şu kadar ki, belediyeler ile köy ve mahalle muhtarlıklarınca
tanzim ve tasdik edilen kimlik belgeleri bu maddenin uygulanmasında geçerli değildir.

29 HAZİRAN 2014, PAZAR
1- SEÇİMİN BAŞLANGIÇ TARİHİ
2- Cumhurbaşkanı seçimine ait parametrelerin SEÇSİS'ten tanımlanması,
3- Muhtarlık bölgesi askı listelerinin dökümüne başlanması,
4- Tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü olanların kimlik bilgilerini içeren listelerin Cumhuriyet başsavcılıklarından istenerek SEÇSİS’e girilmeye başlanması ve listelerin düzenlenmesi,
5- Cumhurbaşkanı adaylığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına veya Yüksek Seçim Kuruluna yapılacak başvuruların başlaması (6271/7-4). (1. GÜN)

30 HAZİRAN 2014, PAZARTESİ
Seçimlere katılma yeterliliği olan siyasi partilerin Yüksek Seçim Kurulunca tespit ve ilânı.
Cumhurbaşkanı adaylığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına veya Yüksek Seçim Kuruluna yapılacak başvuruların 2. günü...

2 TEMMUZ 2014, ÇARŞAMBA
1- Muhtarlık bölgesi askı listelerinin,
2- Tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü askı listelerinin, Güncelleştirilmek üzere ilçe seçim kurullarınca askıya çıkarılması ve itirazların başlaması (Saat 08.00),
3- Yurt Dışı Seçmen Kütüğünün internet ortamında www.ysk.gov.tr adresinde ilân edilmesi ve itirazların başlaması (Türkiye saati ile 08.00),
4- Yüksek Seçim Kurulunun www.ysk.gov.tr internet adresinden bina bazında seçmen kayıtlarının sorgulanmasına başlanması (Saat 08.00),
5- Muhtarlık bölgesi askı listeleri ile yurt dışı seçmen kütüğünün Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce DVD olarak hazırlanıp, siyasi partilerin ilçe başkanlıklarına gönderilmek üzere tutanak karşılığı siyasi partilerin genel merkez yetkililerine elden teslimi.
Cumhurbaşkanı adaylığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına veya Yüksek Seçim Kuruluna yapılacak başvuruların 3. günü...

 3 TEMMUZ 2014, PERŞEMBE
Cumhurbaşkanı adaylığı için yapılacak başvuruların son günü (Saat 17.00).
Cumhurbaşkanı adaylığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına veya Yüksek Seçim Kuruluna yapılacak başvuruların 4. ve SON GÜNÜ

4 TEMMUZ 2014, CUMA
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yapılan Cumhurbaşkanı adaylığı başvurularına ait bilgi ve belgelerin YSK Başkanlığına gönderilmesinin son günü (Saat 17.00) (6271/7-4).

5 TEMMUZ 2014, CUMARTESİ
1- Cumhurbaşkanı adaylık başvurularının Yüksek Seçim Kurulunca incelenmesine başlanması ve tespit edilen eksikliklerin tamamlanmasına ilişkin yazılı bildirimde bulunulması (6271/8-1),
2- Oy kullanılacak gümrük kapılarının ve yurt dışı temsilciliklerin tespit edilmesi.

7 TEMMUZ 2014, PAZARTESİ
C.B adaylarının bilgi ve belge eksikliklerini tamamlamasının son günü (Saat 17.00).

8 TEMMUZ 2014, SALI
Cumhurbaşkanı geçici aday listesinin Resmî Gazete'de yayımlanması ve itirazların başlangıcı (Saat 08.00) (6271/9).

9 TEMMUZ 2014, ÇARŞAMBA
1- Muhtarlık bölgesi askı listelerinin,
2- Tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü askı listelerinin,
Askıdan indirilmesi ve itirazların sonu (Saat 17.00),
3- İnternet ortamında ilân edilen Yurt Dışı Seçmen Kütüğünün ilânının sonlandırılarak bu durumun tutanak altına alınması ve Yurt Dışı Seçmen Kütüğüne yapılacak itirazların sonu (Türkiye saati ile 17.00),
4- Yüksek Seçim Kurulunun www.ysk.gov.tr internet adresinden bina bazında seçmen kayıtlarının sorgulanmasının sonu (Saat 17.00),
5- Cumhurbaşkanı geçici aday listesine yapılacak itirazların son günü (Saat 17.00),
6- Cumhurbaşkanı geçici aday listesine yapılacak itirazların Yüksek Seçim Kurulunca incelenmesine başlanması.

10 TEMMUZ 2014, PERŞEMBE
Cumhurbaşkanı geçici aday listesine yapılan itirazların Yüksek Seçim Kurulunca karara bağlanmasının son günü (6271/10-2).

11 TEMMUZ 2014, CUMA
1- Muhtarlık bölgesi askı listelerine ve yurt dışı seçmen kütüğü ile tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü askı listelerine itirazların karara bağlanmasının son günü (Saat 17.00),
2-Gümrük kapılarında görev yapacak ilçe seçim kurullarının, yurt dışı geçici ilçe seçim kurullarının, yurt dışı sandık kurullarının, saklama ve ulaştırma kurulları (komisyonları) ile sayım ve döküm kurullarının oluşturulması çalışmalarına başlanması (298/94/A, 94/C, 94/E),
3- Gümrük sandık kurullarının oluşum çalışmalarına başlanılması,
4- Cumhurbaşkanı kesin aday listesinin Resmî Gazete'de yayımlanması (6271/10-2),
5- Propaganda döneminin başlangıcı (6271/13).

12 TEMMUZ 2014, CUMARTESİ
1- Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanınca verilen kararlara ilişkin işlemlerin Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce tamamlanmasının son günü (Saat 17.00),
2- İlçe seçim kurulu başkanlıklarınca verilen kararlara ilişkin işlemlerin nüfus müdürlüklerince tamamlanmasının son günü (Saat 17.00).

14 TEMMUZ 2014, PAZARTESİ
1- Cumhurbaşkanı adaylarının birleşik oy pusulasındaki yerlerinin belirlenmesi için Yüksek Seçim Kurulunda kura çekiminin yapılması ve ilânı (6271/15),
2- a) Muhtarlık bölgesi askı listelerinde, listelerin döküm süresi dâhil askı süresi içinde gerçekleşen tüm değişiklikleri içeren sandık bölgesi askı listelerinin Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce DVD olarak hazırlanıp, talepleri halinde adaylara ya da yetkili kıldığı kişiye ve ayrıca siyasi partilerin genel merkez yetkililerine siyasi partilerin ilçe başkanlıklarına gönderilmek üzere tutanak karşılığı elden teslim edilir…
b) Yurt dışı seçmen kütüğünde askı süresi içinde meydana gelen seçmen bilgi değişikliklerini içeren kütüğün, Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce DVD olarak hazırlanıp, talepleri halinde adaylara ya da yetkili kıldığı kişiye ve ayrıca siyasi partilerin genel merkez yetkililerine elden teslimi., Bu listelere itirazların başlaması (Saat 08.00) (298/35, 42, 123).

15 TEMMUZ 2014, SALI
1- Sandık bölgesi askı listeleri ile yurt dışı seçmen kütüğüne itirazların son günü (298/123),
2- Yüksek Seçim Kurulunca tüm seçim çevreleri ile yurt dışı temsilciliklerde ve gümrük kapılarında kullanılacak birleşik oy pusulalarının basımına, basımı tamamlandıkça bir plan dâhilinde dağıtımına başlanması,
3- Yurt içi sandık kurullarında görev alacak kişilerin belirlenmesine yönelik çalışmalara başlanması (298/22, 23, 24).

16 TEMMUZ 2014, ÇARŞAMBA
1- Sandık bölgesi askı listeleri ile yurt dışı seçmen kütüğüne yapılacak itirazların ilçe seçim kurullarınca karara bağlanmasının son günü ve bu kararlara karşı il seçim kurullarına yapılacak itirazların başlaması (298/123),
2- Gümrük kapılarında kullanılacak araç ve gereçlerin gönderilmesine başlanması.

17 TEMMUZ 2014, PERŞEMBE
1- İlçe seçim kurullarınca 16 Temmuz 2014 Çarşamba günü verilen kararlara karşı, il seçim kuruluna yapılacak itirazların son günü (Saat 17.00),
2- İl seçim kurullarınca bu itirazların saat 23.59'a kadar kesin olarak karara bağlanması.

18 TEMMUZ 2014, CUMA
1- Siyasi partilerin genel merkez yetkilileri ile Seçmen Kütüğü Genel Müdürünün 298 sayılı Kanun'un 122 ve 123. maddeleriyle, 124. maddesinde yazılı şikâyet ve itirazlar üzerine verilen kesin kararların, Yüksek Seçim Kurulunca incelenip karara bağlanmasını istemelerinin son günü (Saat 17.00),
2- Yukarıdaki madde uyarınca yapılacak itirazların Yüksek Seçim Kurulunca karara bağlanmasının son günü (Saat 23.59),
3- İl seçim kurulunun kesin kararı ile itiraz edilmeksizin kesinleşen ilçe seçim kurulu kararlarının nüfus müdürlüklerince ve Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce işlenmesinin bitirilmesi.

20 TEMMUZ 2014, PAZAR
1- Yurt içi ve yurt dışı seçmen kütüklerinin kesinleştirilmesi,
2- Yurt içi sandık atama işlemlerinin yapılması.
 
21 TEMMUZ 2014, PAZARTESİ
1- Yurt dışı seçmenlerin Yüksek Seçim Kurulunun www.ysk.gov.tr internet adresinden oy verecekleri gün ve saat aralığını belirlemeye başlamaları (Türkiye saati ile 08.00),
2- Gümrük kapılarında görev yapacak ilçe seçim kurullarının, yurt dışı sandık kurullarının, saklama ve ulaştırma kurulları ile sayım ve döküm kurullarının oluşturulması çalışmalarının tamamlanması ve ilgililere tebliği,
3- Tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü askı listelerinin, Cumhuriyet başsavcılığından istenilen ikinci liste ile karşılaştırılarak değişikliklerin SEÇSİS’e işlenmesi işlemlerinin bitirilmesi ve askıya çıkarılması.
4- Cumhurbaşkanı adaylarının radyo ve televizyonda propaganda için başvuruları ve propaganda sırasının belirlenmesi için kuraya katılacak temsilcisinin ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu temsilcilerinin YSK’na bildirilmesinin son günü (298/53),

22 TEMMUZ 2014, SALI
1- Yurt içi sandık kurullarında görev alacak kişilerin SEÇSİS’e girilmesine başlanması,
2- Seçmen bilgi kâğıtlarının dökümüne ve dağıtımına başlanması.

24 TEMMUZ 2014, PERŞEMBE
1- Yurt içi sandık kurulu oluşum çalışmaları ile gümrük sandık kurullarının oluşum çalışmalarının tamamlanması ve oluşumda görev alanlara bu hususun bildirilmesi (298/24),
2- Görevlendirilen bu kişilere yönelik eğitim çalışmalarına başlanması.
3- Radyo ve televizyonda yayın için başvuran Cumhurbaşkanı adaylarının radyo ve televizyonda yapacakları propaganda konuşmalarının yayın ve zaman sıralarının belirlenmesi için Yüksek Seçim Kurulunca kura çekilmesi (298/54).

25 TEMMUZ 2014, CUMA
1- Yurt dışı seçmenlerin oy verecekleri gün ve saat aralığını belirlemesinin son günü (Türkiye saati ile 17.00) (298/94-C),
2- Yurt dışı seçmenlerin oy kullanacakları temsilcilikte ve hangi günlerde oy kullanacaklarına ilişkin sandık atamalarına başlanması,
3- Sandık seçmen listelerine sandık alanı görevlileri şerhi işlenerek çoğaltılmaya başlanması,
4-Gümrük sandık kurullarında görevlendirilenlerle ilgili eğitim çalışmalarının tamamlanması.

26 TEMMUZ 2014, CUMARTESİ
1- GÜMRÜK KAPILARINDA OY VERME İŞLEMİNE BAŞLANMASI,
2- Yapılan yurt dışı sandık atamalarının, Yüksek Seçim Kurulunun www.ysk.gov.tr internet adresinden ilânı.

28 TEMMUZ 2014, PAZARTESİ
1- Sandık seçmen listelerinin çoğaltılmasının bitirilmesi,
2- İlçe seçim kurullarınca sandık kurulları başkanlarına, seçim araç ve gereçlerini ihtiva edecek şekilde teslim edilmesi gereken malzemelerin hazırlanmasına başlanılması (298/68),

29 TEMMUZ 2014, SALI
Yurt dışı temsilciliklerde sandık kurulu başkan ve üyelerinin eğitimine başlanılması.

30 TEMMUZ 2014, ÇARŞAMBA
Yurt dışı temsilciliklerde sandık kurulu başkan ve üyelerinin eğitiminin tamamlanması. 

31 TEMMUZ 2014, PERŞEMBE
1- SEÇİM PROPAGANDASI VE YASAKLARININ BAŞLANGICI (298/49 ve dig.)
2- YURT DIŞI TEMSİLCİLİKLERDE OY VERME İŞLEMİNE BAŞLANMASI.

3 AĞUSTOS 2014, PAZAR
1- Radyo ve televizyon propaganda konuşmalarının başlaması (298/52),
2- YURT DIŞI TEMSİLCİLİKLERİNDE OY VERME İŞLEMİNİN SONA ERMESİ.

4 AĞUSTOS 2014, PAZARTESİ
1-Yurt içinde görevlendirilenlerle ilgili eğitim çalışmalarının tamamlanması,
2- İlçe seçim kurullarınca sandık kurulları başkanlarına, seçim araç ve gereçlerini ihtiva edecek şekilde teslim edilmesi gereken malzeme torbalarının hazırlanmasının bitirilmesi,
3- Seçmen bilgi kâğıtlarının seçmenlere dağıtılmasının tamamlanması ve dağıtılamayanların ilgili ilçe seçim kurulu başkanlıklarına teslimi.

6 AĞUSTOS 2014, ÇARŞAMBA
İlçe seçim kurulu başkanlıklarınca malzeme torbalarının sandık kurulu başkanlarına teslimi ve göreve hazır hale getirilmeleri.

8 AĞUSTOS 2014, CUMA
Tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü askı listelerinin kesinleştirilmesi ve çoğaltılması..

9 AĞUSTOS 2014, CUMARTESİ
1- Kesinleştirilen tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü seçmen listelerinin çoğaltma işleminin tamamlanması,
2- Seçim propaganda döneminin sona ermesi (Saat 18.00) (298/49, 52).

10 AĞUSTOS 2014, PAZAR
1-YURT İÇİ OY VERME GÜNÜ, 1. TUR
2- Seçim yasaklarının sona ermesi (Saat 24.00).
II. İlk Oylamada Geçerli Oyların Salt Çoğunluğu Sağlanamadığı Takdirde 24 Ağustos 2014 Pazar Günü Yapılacak Olan İkinci Oylamaya İlişkin Takvim

11 AĞUSTOS 2014, PAZARTESİ
1- Cumhurbaşkanı seçimi geçici sonuçlarının ilânı,
2- Propaganda döneminin başlangıcı (6271/13),
3- Sandık kurullarının kararları ve tutanaklarına karşı ilçe seçim kurullarına yapılacak itirazların son günü (Saat 17.00) (298/128),
4- Üçüncü maddede yapılan itirazların, ilçe seçim kurullarınca en geç saat 23.59’a kadar karara bağlanması.

12 AĞUSTOS 2014, SALI
1- İlçe seçim kurulu kararları ile birleştirme tutanaklarına karşı il seçim kuruluna yapılacak itirazın son günü (Saat 17.00),
2- İlçe seçim kurulu kararlarına karşı yapılan itirazların, il seçim kurullarınca en geç saat 23.59’a kadar karara bağlanması.

13 AĞUSTOS 2014, ÇARŞAMBA
1- İl seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı Yüksek Seçim Kuruluna yapılacak itirazın son günü (Saat 17.00),
2- İlçe seçim kurullarınca, sandık kurulu ve diğer görevlilerin değişikliklerinin SEÇSİS’e işlenmesine başlanması,
3- Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulunca, varsa saklama ve ulaştırma kurulu, sandık kurulu ve diğer görevlilerin değişikliklerinin yapılması.

14 AĞUSTOS 2014, PERŞEMBE
İl seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı yapılan itirazın Yüksek Seçim Kurulunca karara bağlanmasının son günü.

15 AĞUSTOS 2014, CUMA
1- YÜKSEK SEÇİM KURULUNCA KESİN SEÇİM SONUÇLARININ RESMÎ GAZETE, RADYO VE TELEVİZYONDA İLÂN EDİLMEK ÜZERE İLGİLİ MERCİLERE GÖNDERİLMESİ,
2- İlçe seçim kurullarınca, sandık kurulu ve diğer görevlilerin durumunda değişiklik olması halinde, SEÇSİS’e işlenmesinin bitirilmesi ve yeni görev alanlara Örnek: 142 düzenlenmesi,
3- İkinci maddedeki işlemlerin bitirilmesinden sonra, sandık seçmen listelerine sandık alanı görevlileri şerhi işlenerek çoğaltılmaya başlanması.

17 AĞUSTOS 2014, PAZAR
1- İlçe seçim kurullarınca sandık kurulları başkanlarına, seçim araç ve gereçlerini ihtiva edecek şekilde teslim edilmesi gereken malzeme torbalarının hazırlanmasına başlanılması,
2- GÜMRÜK KAPILARINDA VE DIŞ TEMSİLCİLİKLERDE OY VERME İŞLEMİNE BAŞLANMASI,
3- Cumhurbaşkanı adaylarının radyo ve televizyonda propaganda için başvuruları ve propaganda sırasının belirlenmesi için kuraya katılacak aday veya temsilcisinin ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu temsilcisinin YSK’na bildirilmesinin son günü (298/53).

18 AĞUSTOS 2014, PAZARTESİ
Radyo ve televizyonda yayın için başvuran Cumhurbaşkanı adaylarının radyo ve televizyonda yapacakları propaganda konuşmalarının yayın ve zaman sıralarının belirlenmesi için Yüksek Seçim Kurulunca kura çekilmesi (298/54). 

20 AĞUSTOS 2014, ÇARŞAMBA
1- Radyo ve televizyon propaganda konuşmalarının başlaması (298/52),
2- İlçe seçim kurullarınca sandık kurulları başkanlarına, çoğaltılması sonlandırılan sandık seçmen listeleri dahil seçim araç ve gereçlerini içeren torbaların hazırlanmasının bitirilmesi,
3- DIŞ TEMSİLCİLİKLERDE OY VERME İŞLEMİNİN SONA ERMESİ.

21 AĞUSTOS 2014, PERŞEMBE
İlçe seçim kurulları başkanlıklarınca malzeme torbalarının sandık kurulu başkanlarına teslimi ve göreve hazır duruma getirilmeleri.

22 AĞUSTOS 2014, CUMA
Tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü askı listelerinin, Cumhuriyet başsavcılığından istenilen üçüncü liste ile karşılaştırılarak değişikliklerin SEÇSİS’e işlenmesi işlemlerinin bitirilmesi ve çoğaltılmasına başlanılması.

23 AĞUSTOS 2014, CUMARTESİ
1- Kesinleştirilen tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü seçmen listelerinin çoğaltma işleminin tamamlanması,
2- Seçim propaganda döneminin sona ermesi (Saat 18.00) (298/49, 52).

24 AĞUSTOS 2014, PAZAR
OY VERME GÜNÜ, 2. TUR
Seçim yasaklarının sona ermesi (Saat 24.00).

25 AĞUSTOS 2014, PAZARTESİ
1- Cumhurbaşkanı seçimi geçici sonuçlarının ilânı,
2- Sandık kurullarının kararları ve tutanaklarına karşı ilçe seçim kurullarına yapılacak itirazın son günü (Saat 17.00) (298/128),
3- İkinci maddede yapılan itirazların, ilçe seçim kurullarınca en geç saat 23.59’a kadar karara bağlanması.

26 AĞUSTOS 2014, SALI
1- İlçe seçim kurulu kararları ile birleştirme tutanaklarına karşı, il seçim kurullarına yapılacak itirazın son günü (Saat 17.00) (298/129),
2- İlçe seçim kurulu kararlarına karşı yapılan itirazın, il seçim kurullarınca en geç saat 23.59’a kadar karara bağlanması.

27 AĞUSTOS 2014, ÇARŞAMBA
İl seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı, Yüksek Seçim Kuruluna yapılacak itirazın son günü.

28 AĞUSTOS 2014, PERŞEMBE
1- İl seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı yapılan itirazın, Yüksek Seçim Kurulunca karara bağlanmasının son günü,
2- YÜKSEK SEÇİM KURULUNCA KESİN SEÇİM SONUÇLARININ RESMÎ GAZETE, RADYO VE TELEVİZYONDA İLÂN EDİLMEK ÜZERE İLGİLİ MERCİLERE GÖNDERİLMESİ.

16 Nisan 2014 Çarşamba

Cumhurbaşkanı seçim takvimi, Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı - 12 Nisan 2014

Cumhurbaşkanı seçim takvimi
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanlığı’nın, cumhurbaşkanlığı seçimi için yurt içi ve yurt dışındaki vatandaşların birinci ve ikinci tur oylamalar için hangi tarihler arasında oy kullanacaklarına ait kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.
Halen görev yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 7 yıllık görev süresinin 28 Ağustos 2014 tarihinde sona ereceğine vurgu yapılan 1289 numaralı karara göre; cumhurbaşkanı seçiminin, cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki 60 gün içinde tamamlanacağı hükmü hatırlatıldı.
SEÇİM TAKVİMİ
Halk tarafından seçilecek olan cumhurbaşkanı seçim tarihinin, Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilk oylama 10 Ağustos 2014, seçimin ikinci oylamaya kalması durumunda ise ikinci oylama 24 Ağustos 2014 olarak, yurt dışında yaşayan vatandaşların bulundukları ülkede oy kullanma tarihleri ise ilk oylama 31 Temmuz-3 Ağustos 2014, seçimin ikinci oylamaya kalması durumunda ise ikinci oylama 17-20 Ağustos 2014 tarihleri olarak belirlendi.
YSK Başkanı Sadi Güven, Başkanvekili Turan Karakaya ile 9 üyenin imzasını taşıyan kararın sonuç bölümünde şu ifadeler yer aldı:
"İlk oylaması 10 Ağustos 2014 Pazar günü, seçimin ikinci oylamaya kalması durumunda ikinci oylamasının 24 Ağustos 2014 Pazar günü, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın bulundukları ülkede oy kullanma tarihleri ise ilk oylaması 31 Temmuz-3 Ağustos 2014, seçimin ikinci oylamaya kalması durumunda, ikinci oylaması 17-20 Ağustos 2014 tarihleri arasında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin düzen içinde ve dürüstlükle yönetilip, sonuçlandırılması ve uygulamada birliğin sağlanması amacıyla 2014 yılında yapılacak cumhurbaşkanı seçiminde yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerde oy kullanmaları amacıyla ihtiyaç duyulan mal ve hizmet alımları ile seçimlerle ilgili yurt dışındaki diğer harcamalarda uygulanacak usul ve esasları gösterir örnek; 200 sayılı genelgenin kabulüne ve genelgenin bu kararın eki sayılmasına, karar örneğinin ve eki genelgenin, Yüksek Seçim Kurulu İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı'na, Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'na, Dışişleri Bakanlığı'na gönderilmesine, karar örneği ve eki genelgenin Resmî Gazete'de yayımlanmasına, 12/4/2014 gününde oy birliği ile karar verildi."
AA.12 04 2014-ANKARA

5 Nisan 2014 Cumartesi

YSK KARARI VE 30 MART 2014 PAZAR GÜNÜ YAPILACAK MAHALLİ İDARELER SEÇİMLERİNDE SANDIK KURULLARININ GÖREV VE YETKİLERİNİ GÖSTERİR GENELGE

11 Ocak 2014  CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 28879
YÜKSEK SEÇİM KURULU KARARI
Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığından:
Karar  No:  23
- K A R A R -
2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasında yer alan; “Mahalli idareler seçimleri beş yılda bir yapılır. Her seçim döneminin beşinci yılındaki 1 Ocak günü seçimin başlangıç tarihidir. Aynı yılın Mart ayının son Pazar günü oy verme günüdür.” hükmüne istinaden, mahalli idareler seçimleri 30 Mart 2014 Pazar günü yapılacaktır.
Yapılacak olan seçimlerde görev ifa edecek sandık kurullarına; her seçim türü için yapacakları işlemlerde Yurt genelinde uygulama birliğinin sağlanması amacıyla, bir genelge hazırlanması ve yürürlüğe konulması gerekmektedir. Mahalli idareler seçimleri için, sandık kurullarının görev ve yetkilerini belirleyen genelgenin hazırlanması amacıyla Kurulumuzun 14/9/2013 tarih, 2013/374 sayılı kararı ile oluşturulan komisyon yaptığı çalışmaları tamamlayarak konu hakkında düzenlediği karar ve genelge taslağını Kurulumuza sunmuş olmakla konu incelenerek;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 127. ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’un 8. maddeleri gereğince 30 Mart 2014 Pazar günü mahalli idareler seçimleri yapılacaktır.
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 14/10. maddesinin verdiği yetki, 298 ve 2972 sayılı Kanun hükümleri ile yürütülecek seçim iş ve işlemlerinde Yurt genelinde birlikteliğin sağlanması amacıyla; geçmiş uygulamalar da göz önünde buldurularak sandık kurullarının görev ve yetkilerinin belirlenmesi gerekmektedir.
Sandıkların konulacağı yerlerin belirlenmesinde yapılacak işlemler, engelli seçmenlerin oy kullanmasını kolaylaştırmak amacıyla alınabilecek tedbirler, sandık kurulu başkan ve üyeleriyle bina sorumlularının görev, yetki ve sorumluları dikkate alınarak ve adayların, sandık kurulu başkan ve üyeleriyle, bina sorumlularının ve güvenlik görevlilerinin oy kullanma usulleri belirlenerek, sandık kurulu mühürlerinin nasıl kullanılması gerektiği gibi sorunların çözümü de dikkate alınarak, daha önceki genelgeler gözden geçirilmiştir.
Bu amaçla hazırlanan ve yeniden düzenlenen Örnek:138 sayılı Genelge’nin yürürlüğe konulması uygun bulunmuştur.
S O N U Ç:
1- 30 Mart 2014 Pazar günü yapılacak mahalli idareler seçimlerinin sağlıklı ve düzenli yürütülüp sonuçlandırılması amacı ile “Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerini Gösterir Örnek: 138” sayılı Genelge’nin kabulüne, Genelge’nin kararın eki sayılmasına,
2- Karar örneğinin ve eki Genelge’nin seçime katılacak siyasi partilerin genel başkanlıklarına gönderilmesine,
3- Genelge’nin yeterli miktarda bastırılarak tüm il ve ilçe seçim kurulu başkanlıklarına iletilmek üzere, Kurulumuz İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığına gönderilmesine,
4- Karar örneğinin ve eki Genelge’nin Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce Kurulumuzun internet sitesi www.ysk.gov.tradresinde yayınlanmasına ve il - ilçe seçim kurulu başkanlıklarına Kurum içi elektronik posta ile iletilmesine,
5- Karar örneği ve eki Genelge’nin Resmî Gazete’de yayımlanmasına,
08/01/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan
Başkanvekili
Üye
Üye
Sadi GÜVEN
Turan KARAKAYA
Muharrem COŞKUN
Mehmet KÜRTÜL






Üye
Üye
Üye
Üye
Nilgün İPEK
Ünal DEMİRCİ
Ali KAYA
İlhan HANAĞASI






Üye
Üye
Üye
İbrahim ZENGİN
Zeki YİĞİT
Hakkı MANAV





T.C.
YÜKSEK SEÇİM KURULU

ÖRNEK: 138

30 MART 2014 PAZAR GÜNÜ YAPILACAK MAHALLİ
İDARELER SEÇİMLERİNDE SANDIK KURULLARININ
GÖREV VE YETKİLERİNİ GÖSTERİR
GENELGE

Kapsam

MADDE 1- Bu Genelge; il genel meclisi üyelikleri, belediye başkanlığı (büyükşehir belediye başkanlığı dâhil) ve belediye meclisi üyelikleri, mahalle muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeliği, köy muhtarı ve ihtiyar meclisi üyeliği seçimlerinde; sandık kurullarının görev ve yetkilerini, uygulayacakları işlemleri, oy verme şekillerini, şikâyet ve itirazlar ile bunların incelenme usullerini kapsar.

Tanımlar

MADDE 2- Bu Genelge'de geçen;
a) İl Genel Meclisi Üyelikleri Seçimi: İl genel meclisi üyelerinin (büyükşehir belediyeleri dışında),
b) Belediye Seçimi: Büyükşehir belediye başkanı, belediye başkanı ve belediye meclisi üyelerinin,
c) Köy Seçimi: Köy muhtarları ve ihtiyar meclisi üyelerinin,
ç) Mahalle Seçimi: Mahalle muhtarları ve ihtiyar heyeti üyelerinin,
seçimlerini,
d) Mühür: Numaralı sandık kurulu mührü ile "EVET" veya "TERCİH" mührünü,
ifade eder.

Bina sorumlularının görevleri

MADDE 3- Bina sorumluları;

a) Binaya getirilen oy sandıkları ile oy verme kabinlerini imza karşılığı teslim almak ve bunların yerleştirilmesinde sandık kuruluna yardım etmek,
b) Seçimde kullanılacak masa, sıra, sandalye gibi araç ve gereçleri temin etmek,
c) Oy verme günü, oy vermenin başlama saatinde görev yerine gelmeyen sandık kurulu başkanını ilgili ilçe seçim kuruluna bildirmek,
ç) Oy verme süresince binadan ayrılmamak ve oy vermenin düzen içinde geçmesi için sandık kurulu başkanının isteklerini yerine getirmek,
d) Oy verme günü binanın ısınma, su, elektrik gibi hizmetlerinin işler durumda bulundurulması için gerekli önlemleri almak,
e) Sandık sonuç tutanaklarının onaylı birer suretlerinin bir hafta süre ile ilan yerinde asılı kalmasını sağlamak,
f) Sayım ve döküm işlemlerini izleyerek biter bitmez ulaşım için ilçe seçim kuruluna haber vermek,
g) Sandık kurulları görevlerini tamamlayıp binayı terk ettikten sonra, oy sandıklarının içinde oy pusulası ya da zarf olup olmadığının kontrolünü yaparak, sandık alanında unutabilecekleri oy zarfı, oy pusulası gibi seçim kâğıtlarını paketleyipilgili ilçe seçim kuruluna teslim etmek,
ğ) Sandık çevresi dışında ancak sandık alanı içinde, 298 sayılı Kanun'da gösterilen yasaklara aykırı davranışlar olması veya suç işlenmesi halinde kolluk güçlerini çağırmak (298/83).
görevlerini yürütür.
Sandık bölgelerinde, bütün seçimlerin aynı sandık kurulu tarafından yürütülmesi
MADDE 4- Mahalli idareler ile köy/mahalle muhtarlıkları ve ihtiyar meclisi/heyeti üyeliği seçimlerinde oy verme iş ve işlemleri bir sandık bölgesinde aynı sandık kurulu tarafından yürütülür.
Oluşturulan sandık kurulu;
a) Köyde; il genel meclisi ve köy seçimi,
b) Büyükşehir olmayan belediyelerde; il genel meclisi, belediye ve mahalle seçimleri,
c) Büyükşehirlerde; belediye ve mahalle seçimleri,
ile ilgili oy verme işlemlerini yürütür.

Sandık kurullarının görev ve yetkileri

MADDE 5- Sandık kurullarının başlıca görev ve yetkileri şunlardır:
a) Sandık çevresinde düzenin sağlanması sandık kurulu başkanına, sandık alanında ise bina sorumlusuna aittir. Bina sorumlusunun bulunmadığı yerlerde ise bu yetki, en küçük numaralı sandık kurulu başkanı tarafından görevlendirilen üyeye verilir (298/71-1, 82/1, 83/3),
b) Sandık alanında, sandığın konulacağı yeri belirlemek, sokak başlarına, bu yeri gösterir göze çarpacak işaretler koymak veya yerini alışılmış araçlar ile duyurmak (298/71-2),
c) Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde cezaevi idaresinin de görüşü alınarak ilçe seçim kurulu başkanının gözetiminde sandığın konulacağı yeri belirlemek (298/85-A),
ç) Sandıktan çıkan zarfları, oy pusulalarını saymak, dökümlerini ve sonuçlarını tutanağa geçirmek,
d) Hesaba katılan ve muteber sayılan oy pusulaları, sandık kurulunca düzenlenen tutanaklar, sayım ve dökümde kullanılıp alt tarafı kurulca imza edilen sayım cetvelleri, hesaba katılmayan, muteber sayılmayan veya itiraza uğrayan oy pusulaları ve hesaba katılmayan zarflar, tutanak defteri, kurulca mühürlü ve imzalı ayrı ayrı paketler halinde kurulun mührü ile mühürlenmiş ve başkan ve üyeler tarafından imzalanmış bir torbaya konularak (sandık çevresinde seçim evrakı bırakmadan), kurulun bağlı olduğu ilçe seçim kuruluna sandık kurulu başkanı ve ad çekme ile seçilecek en az iki üye tarafından götürülüp teslimini sağlamak (298/107-1),
e) Oy verme işleri hakkında ileri sürülecek şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak, kararları tutanak defterine geçirerek altını imzalamak, bu kararlardan itiraza uğrayanları derhal ilçe seçim kuruluna göndermek (298/71-3-4),
f) Sandık kurulu tutanak defterindeki tutanakları ve gerekli diğer tutanakları düzenlemek ve altını imzalamak,
g) Sandık kurullarının kararları, oyların sayımı ve dökümü ile tutanakların düzenlenmesine ilişkin iş ve işlemleri aleyhine yapılan itirazları ilçe seçim kuruluna göndermek (298/128-3),
ğ) Bütün seçim türleri için tek tutanak defteri kullanmak,
h) Kanunlarla ve Yüksek Seçim Kurulu genelge ve kararları ile verilen diğer görevleri yapmak (298/71-6).

Sandık kurulu başkanının öncelikle yapacağı işler

MADDE 6- Sandık kurulu başkanı, oy verme gününden en az 48 saat önce, ilçe seçim kurulu başkanından aşağıda yazılı oy verme araçlarını kontrol ederek tutanakla teslim almak ve zamanında sandık yerinde bulundurmak zorundadır (298/68).
Sandık kurulu başkanınca;
a) Görevli olduğu sandık için ağzı mühürlü bir kese içine konulmuş numaralı bir mühür ve iki adet "EVET" veya "TERCİH" yazılı mührü,
b) Kapalı oy verme yerleri sayısına eşit miktarda siyasi parti adaylarını ve varsa bağımsız adayları gösteren listeler (Örnek: 73, Örnek: 74, Örnek: 75),
c) Kapalı oy verme yerlerine asılacak (Örnek: 19) numaralı açıklama levhası,
ç) İlçe seçim kurulundan veya muhafaza edildiği yerden oy verme kabini ve oy sandığı,
d) Belediye başkanlığı (büyükşehir belediye başkanlığı dâhil), belediye meclisi üyelikleri, il genel meclisi üyelikleri seçimleri için ayrı ayrı olmak üzere, üstü il seçim kurulu tarafından numaralanıp mühürlenmiş ve sandık seçmen sayısının % 15'i kadar fazla sayıda hazırlanmış olan birleşik oy pusulası paketleri (2972/18-h),
e) Mahalle ve köy seçimlerinde kullanılmak üzere yeteri kadar boş beyaz kâğıt,
f) Sandık bölgesinde yapılacak seçimler için öngörülen renkte ve yeterli sayıda Yüksek Seçim Kurulu amblemi bulunan ve ilçe seçim kurulu başkanlığı mührünü taşıyan oy zarflarına ait paket (298/78),
g) Oy sandıklarının önüne ve üstüne yapıştırılacak etiket ile sandık numarasını gösterir etiket,
ğ) Istampa, ıstampa mürekkebi, mühür mumu ve sicim ile sayfaları ilçe seçim kurulu başkanlığınca mühürlenmiş tutanak defteri, sayım cetvelleri ve tutanak kâğıtları, tükenmez kalem, boş torbalar, sandık sonuç tutanaklarının katlanmadan sığabileceği poşet dosyalar,
h) Her sayfası ilçe seçim kurulu başkanı tarafından mühürlü ve sonu onaylı olan üç imza sütunlu iki nüsha sandık seçmen listesi (Örnek: 2) ve ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde kurulan sandıklar için ise ilçe seçim kurulu başkanınca her sayfası mühürlü ve sonu onaylı tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü seçmen listesi (Örnek: 2/A),
ı) Sahiplerine verilememiş olan seçmen bilgi kâğıtları (Örnek: 6),
i) Sandık kurullarının görev ve yetkilerini gösterir 3 (üç) adet "Örnek: 138" sayılı Genelge (Genelgelerden bir adedi başkana, bir adedi kursa katılan memur üyeye verilir; bir adedi de torbaya konulur.),
j) Sandık kurulu başkan ve üyelerinin, bina sorumlularının, seçimin güvenliğini sağlamakla görevli kolluk güçlerinin ve ilçe seçim kurulu tarafından sandık kurulu başkan ve üyelerini görev yerine ulaştırmak için görevlendirilmiş kişilerin hangi seçimde oy kullanma haklarının bulunduğuna dair belgeler (Örnek: 142) ve diğer gerekli araçlar (298/94),
k) Her seçim için oy pusulasındaki siyasi parti ve bağımsız aday sayısından beş fazla  sayıda sandık sonuç tutanağı (298/105),
temin edilir.
Yukarıda sayılan araç ve gereçleri teslim alan sandık kurulu başkanı, ilçe seçim kurulu başkanı tarafından daha önce kendisine adı bildirilen bina sorumlusu ile haberleşerek sandığın götürüleceği gün ve oy verme günü binada hazır bulunmasını ister.

Sandık kurulunun and içmesi

MADDE 7- Sandık kurulu başkan ve üyeleri, oy verme günü, göreve başlamadan önce, ilk iş olarak sandık başında bulunanlar önünde birer birer aşağıdaki şekilde and içerler.
"Hiçbir tesir altında kalmaksızın, hiç kimseden korkmadan, seçim sonuçlarının tam ve doğru olarak belirmesi için görevimi kanuna göre, dosdoğru yapacağıma, namusum, vicdanım ve bütün mukaddesatım üzerine and içerim." (298/70).

Sandık kurulu başkan ve üyelerinin görevine gelmemesi ya da görevini yapmaması halinde yapılacak işler (Sandık kurulunda çoğunluğun sağlanması)

MADDE 8- Sandık kurulu üyeleri göreve gelmez ya da sandık başında, oy verme başlamadan önce veya oy verme sırasında, sandık kuruluna dâhil siyasi parti üyelerinden biri veya birkaçı görevini yapmazsa, ceza hükümleri saklı kalmak üzere, yerine siyasi parti yedek üyelerinden biri getirilir. Bu dahi mümkün olmaz ve kurul üyeleri sayısı üçten aşağı düşerse bu konu tutanağa geçirilir ve eksiklikler, sandık kurulu asıl üyelerinden göreve gelmeyenin yerine öncelikle gelmeyen üyenin yedeği, o da yoksa o sandık alanında bulunan ve seçme yeterliğine sahip, okur-yazar olanlar arasından başkanın seçeceği kimselerle doldurulur (298/73).
Göreve gelmeyen veya bırakıp giden başkan yahut üyenin yerine görevlendirilen kişi, önceki başkan veya üye daha sonra gelse dahi görevini sürdürür.
Sandık kurulu başkanının görevi başına gelmemesi veya bırakıp gitmesi halinde, yerine kurulun partili olmayan ve kurs gören üyesi, bu da yoksa üyelerden en yaşlısı başkanlık eder. Yaş konusunda uyuşmazlık çıkarsa nüfus cüzdanındaki bilgi esas tutulur. Doğum tarihlerinin de aynı olması durumunda ad çekilir.

Sandığın konulacağı yerin belli edilmesi

MADDE 9- Sandığın konulacağı yer ilçe seçim kurulunun denetiminde sandık kurulunca kararlaştırılır. Sandığın konulacağı yerlerin belirlenmesinde, seçmenin oyunu kolaylıkla, serbestçe ve gizli şekilde verebilmesi göz önünde bulundurulur.
Dağınık mahalle ve sair yerleşim yerleri bulunan köylerde veya köylerin birbirlerine yakın olduğu durumlarda seçim sandıklarının tek mahallede veya bir köyde toplanmasına ilçe seçim kurulu karar vermiş ise, bu karar göz önünde tutularak belirlenen yere sandık konulur (2972/EK 2).
Engelli seçmenlerin kayıtlı olduğu sandık seçmen listelerine ait sandıklar, bunların rahatlıkla ve kolaylıkla oy kullanmalarını sağlamak amacıyla binaların uygun yerlerine konulur (298/36-7, 74).
Sandıklar; okul (özel okullar ve özel dershaneler dâhil) avlusu veya salonların elverişli kısımları gibi geniş ve umumi yerlere konulur. Uygun yer bulunamazsa kiralanacak kahvehane, lokanta vb. yerlere de konulabilir. Açık yerlerde; saçağı, sahanlığı, sundurması bulunan yerler üstün tutulur.
Kışla, karargâh, ordugâh gibi askeri bina ve tesislerle, karakollara ve parti binalarına, muhtarlık odalarına ve mabetlere sandık konulamaz (298/74).
Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde ilçe seçim kurulu başkanı ile birlikte sandığın konulacağı yeri sandık kurulu başkanı tespit eder, bu tespitte cezaevi yönetiminin görüşü alınır.

Kapalı oy verme yeri

MADDE 10- Kapalı oy verme yerleri, oyların gizliliğini ve seçmenlerin oylarını tam bir serbestlik içinde vermelerini sağlayacak, dışarıdan içerisinin görülmesine imkân bırakmayacak elverişli bir durumda olacaktır.
Sandık kurulları, oy serbestliğini ve gizliliği sağlayacak şekilde birden fazla kapalı oy verme yeri hazırlar. Kapalı oy verme yerlerinde, köy ve mahalle seçimleri için oy pusulası olarak kullanılacak beyaz kâğıtlar, masa ve ıstampa bulundurulacaktır (298/75, 76).

Kapalı oy verme yerine asılacak levha

MADDE 11- Sandık kurulu, sandıkların konulacağı yeri ve kapalı oy verme yerlerini belirledikten sonra, buralara 298 sayılı Kanun'un oy verme serbestliğine ve gizliliğine ilişkin hükümlerini içeren levhayı (Örnek: 19) asar (298/76).
Sandık seçmen listesinin, seçime katılan siyasi partilerin adayları ve bağımsız adayları gösteren listenin sandık alanına asılması
MADDE 12- Seçime katılan siyasi partilerin kesin adayları ile bağımsız adayları gösteren ve sandık kurulu mührünü taşıyan liste ile her yaprağı ilçe seçim kurulu başkanı tarafından mühürlü ve sonu onaylı sandık seçmen listesi, sandık alanının seçmenlerin kolayca görüp inceleyebilecekleri uygun bir yerine asılır. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bu listeler cezaevi idaresinin görüşü de alınmak suretiyle elverişli alana asılır (298/68-13; 2972/36; 2839/27-4).

Sandık yerinin duyurulması

MADDE 13- Sandık kurulu başkanı, sandıkların konulduğu yeri, göze çarpan işaretlerle veya alışılmış araçlarla seçmenlere duyurur.
Sandıkların bulunduğu yere giden sokakların başına, o yeri gösteren yazılar ve işaretler (Örneğin; "4 NO.LU SANDIĞA GİDER" yazısı ve ok işareti) konulur.
İlçe seçim kurulu başkanı; İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyükşehirlerde seçmenlerin sandık yerlerini kolayca bulabilmeleri için ve sorulduğunda gerekli bilgiler verilmek üzere, her bir sandığa komşu ve numaraca yakın olan sandıkların bulundukları yerleri gösteren birer yazıyı, sandık kurulu başkanlarına verir. Gerektiğinde, sandık kurulu başkanlarından bazılarını, belli bir mahalle veya birkaç mahallede oturanların oy verecekleri sandıkların yerlerini gösteren çizelgeleri herkesin görebileceği yerlere asmakla da görevlendirebilir.
İlçe seçim kurulları, diğer şehir ve beldelerde de yukarıdaki fıkra hükmünün uygulanmasına karar verebilir.
Sandık çevresi
MADDE 14- Sandık çevresi, sandık kurulunun görev yaptığı yer merkez olmak üzere 15 metre yarıçaplı çevredir (298/81).

Sandık alanı

MADDE 15- Sandık alanı, sandık kurulunun görev yaptığı yer merkez olmak üzere 100 metre yarıçaplı alandır. Ancak ceza infaz kurumları ile tutukevlerine konulan sandıklar için bu hüküm uygulanmaz. Bu yerlerde, sandık kurulu başkanı koşulları dikkate alarak bir uzaklık belirler ve bunu tutanağa geçirir (298/81-1).
Sandık çevresinde bulunabilecekler
MADDE 16- Sandık çevresinde, sandık kurulu başkan ve üyeleri, adaylar, milletvekilleri, o sandık bölgesinde kayıtlı seçmenler ve o sandıkta görevli müşahitler ile bina sorumluları ve çağrı üzerine gelen görevli kolluk güçlerinden başka kimse bulunamaz. Şu kadar ki, siyasi partilerin seçim kurullarına bildirdikleri itiraza yetkili kişiler ile temsilciler, seçim kurullarınca önceden kendilerine verilen belge ile sandık çevresinde bulunabilirler. Medya mensuplarının sandık çevresinde, sandık başı işlemlerine engel olmamak şartıyla, haber amacıyla görüntü ve bilgi elde etmeleri serbesttir (298/82-2).
Sandık alanında bulunabilecekler
MADDE 17- Sandık alanında, sandık çevresinde bulunma hakkına sahip kimseler ile seçimin güvenliğini sağlamakla görevli kolluk güçlerinden başka kimse bulunamaz, ayrıca, seçimin güvenliğini sağlamakla görevli kolluk güçleri dışında, özel güvenlik görevlileri ve belediye zabıtaları gibi görevliler de dâhil olmak üzere resmî üniforma ve silah taşıyanlar sandık alanına giremezler (298/83-1-2).
Siyasi partilerle, bağımsız adayların sandık başlarında görevlendirecekleri müşahitlerin, kamu hizmetlerinden yasaklı olmayan ergin kimselerden olması şarttır. Bu şartları taşımayan kimse müşahit olamaz ve sandık alanından uzaklaştırılır.
Bağımsız adayların gönderdikleri müşahitler, üçten fazla olursa, sandık kurulu başkanı bunlar arasında ad çeker. Adları ilk çıkan üç müşahit sandık başında bırakılır. Diğerleri sandık alanında kalabilirler (298/25, 26, 72).

Sandık ve torba sayısı

MADDE 18-
a) Büyükşehir belediye başkanlığı seçimi yapılacak yerlerde;
Büyükşehir belediye başkanlığı, ilçe belediye başkanlığı, belediye meclisi üyeliği mahalle muhtarlığı, ihtiyar heyeti seçimi içiniki,
b) Büyükşehir belediye başkanlığı seçimi yapılmayacak yerlerde;
Belediye başkanlığı, belediye meclisi üyeliği, il genel meclisi üyeliği, köy/mahalle muhtarlığı, ihtiyar meclisi/heyeti seçimi içinüç,
c) Köylerde;
Köy muhtarlığı, ihtiyar meclisi ve il genel meclisi üyeliği seçimi için iki,
oy sandığı ve aynı sayıda torba verilecektir.

Oy zarfları ve etiketler

MADDE 19- Belediye seçimlerinde MAVİ, il genel meclisi üyelikleri seçiminde TURUNCU, mahalle ve köy seçimlerinde MOR renkli oy zarfları kullanılacaktır.
Seçmen; oyunu belediye, il genel meclisi, köy ve mahalle seçimleri için ayrı ayrı belirlenmiş olan sandıklarda kullanacaktır.
Bu amaçla;
a) Köy ve mahalle seçimine ayrılan sandığın önüne ve üstüne (Örnek: 77),
b) Belediye seçimine ayrılan sandığın önüne ve üstüne (Örnek: 78),
c) İl genel meclisi üyelikleri seçimine ayrılan sandığın önüne ve üstüne de (Örnek: 79),
numaralı etiketler konulacaktır.
Sandık kurulunca alınacak kararlarda uyulacak usul ve esaslar
MADDE 20- Kanun gereği sandık kurulunca alınması gereken tedbirler ve yapılması gereken işlemler üzerinde anlaşma olmadığı takdirde, kurulu oluşturan üyelerin yarısından bir fazlasının görüşüne göre karar alınır veya işlem yapılır. Oyların eşitliği halinde başkanın katıldığı tarafın görüşü üstün tutulur.
Sandık kurulu tarafından verilen kararlar veya yapılan işlemler varsa matbu tutanak defterine, yoksa olayın mahiyetine göre tutanak defterine geçirilerek altları başkan ve üyeler tarafından imzalanır.
Kanuna göre başkan tarafından yapılması gereken işler ve özel olarak sandık başında yapılacak işler (açıklamalar ve uyarmalar) başkan veya üyeler tarafından da yapılabilir.
Sandık çevresinde düzenin sağlanması
MADDE 21- Sandık çevresinde düzenin sağlanması sandık kurulu başkanına aittir. Sandık çevresinde alınacak tedbirler, o sandık çevresinde bulunma hakkına sahip kimselerin seçim iş ve işlemlerini takip etmelerini engelleyecek mahiyette olamaz (298/82-1).
Sandık çevresinde seçmenin oyunu tam bir serbestlikle ve gizli şekilde kullanmasına veya sandık kurulunun görevini yapmasına engel olmaya kalkışanlar ile oy verme, oyların sayım ve dökümü veya tutanaklara geçirilmesi gibi tüm sandık başı iş ve işlemlerinin düzenini bozmaya kalkışanları başkan uyarır. Bu uyarının gereğini yerine getirmeyen kimse, kolluk gücü çağrılarak sandık çevresinden uzaklaştırılır (298/82-3).
Sandık kurulu başkanının bu maddede belirtilen görevini yapmaması halinde, sandık kurulu karar alarak ilgili hakkında yukarıda belirtilen yetkiyi kullanır ve durumu derhal ilçe seçim kurulu başkanına bildirir (298/82-4).
Sandık çevresinde cebir, şiddet veya tehdit kullanarak sandık başı düzenini bozmaya kalkışanlar, sandık kurulu başkanı veya üyelerinden biri tarafından, derhal kolluk güçleri çağrılmak suretiyle sandık çevresinden uzaklaştırılır (298/82-5).
Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde, yukarıda sayılan tedbirlere uymayanlar, cezaevi idaresinin görüşü alındıktan sonra, güvenliği zayıflatmayacak şekilde uygulama yapılarak, sandık çevresinden dışarı çıkarılır (298/82-6).
Bu madde uyarınca çağrılacak kolluk güçleri, başkanın talebine veya kurulun kararına uymak zorundadır (298/82-7).
Sandık kurulunun görev yaptığı yerde cep telefonu vb. iletişim araçlarıyla görüşme yapmak yasaktır. Ancak sandık kurulu başkan ve üyelerinin, görevleri gereği yapacağı görüşmeler bu hükmün dışındadır. Bu hükme aykırı davranan kimseler kurul başkanı tarafından uyarılır. Bu uyarıya rağmen görüşmesini sürdüren kimse, derhal oradan çıkarılır (298/82-8).
Sandık çevresinde bir suç işlenmesi halinde, sandık kurulu, durumu tutanağa geçirir ve ilgili hakkında işlem yapılmak üzere kolluk güçlerini çağırır (298/82-9).
İlçe seçim kurulu başkanı, sandık çevresinde, sandık başı iş ve işlemlerinin düzen içinde yürütülmesini sağlayacak tedbirleri alır. Bu kapsamda, ilçe seçim kurulu başkanınca verilen talimatlara sandık kurulları ile mülki ve idari makamlar uymak zorundadır (298/82-10).
Sandık alanında düzenin sağlanması
MADDE 22- Sandık çevresi dışında ancak sandık alanı içinde, 298 sayılı Kanun'da gösterilen yasaklara aykırı davranışlar olması veya suç işlenmesi halinde, bina sorumlusunun çağıracağı kolluk güçleri tarafından gerekli işlem yapılır. Bina sorumlusunun bulunmadığı yerlerde bu yetkiler, sandık kurulu başkanı veya sandık kurulu başkanının görevlendireceği sandık kurulu üyesi tarafından kullanılır (298/83-3).
Sandık alanında hiç kimse, başkalarının görebileceği şekilde bir siyasi parti veya adaya ait rozet, amblem veya benzeri işaretler veya propaganda amaçlı yayınlar taşıyamaz; yazılı, sözlü veya görüntülü propaganda yapamaz (298/83-4).
İlçe seçim kurulu başkanı, sandık alanlarında güvenliği ve 298 sayılı Kanun'da öngörülen yasaklara uyulmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır; seçmenin ve sandık alanında bulunma hakkına sahip diğer kimselerin sandık alanına serbestçe girmesini engelleyen veya güçleştiren her türlü hareketi önler. Mülki ve idari makamlar bu hususlarda, ilçe seçim kurulu başkanınca verilen talimatlara uymak zorundadır (298/83-5).
Oy verme yetkisi
MADDE 23- Onaylı sandık seçmen listesinde kayıtlı her seçmen, oy verme yetkisine sahiptir.
298 sayılı Kanun'da sayılan istisnalar dışında, sandık seçmen listesinde kaydı olmayanların oy kullanmalarına izin verilmez.Ancak, kesinleşen muhtarlık bölgesi askı listelerinde adı yazılı olduğu veya bu listelere yazılması için askı süresi içinde başvurduğu ve listeye kaydedilmesine karar verildiği halde, çoğaltılarak sandık kurullarına verilen sandık seçmen listelerinde  ismi yer almayan  seçmenlerin, muhtarlık bölgesi  askı listelerinin kesinleşmesine bakılmaksızın, ilçe seçim kurulundaki liste ile oy verecekleri sandık seçmen listesine ilave edilmelerine ilçe seçim kurulu başkanı tarafından karar verilir; seçmene bu yolda verilecek bir yazı ile sandık kuruluna başvurması ve listeye dâhil edilmek suretiyle seçmenin oy kullanması sağlanır.
Kasıtlı suçtan dolayı hakkındaki mahkumiyet hükmü kesinleşmiş olmakla birlikte, henüz ceza infaz kurumuna alınmayan, koşullu salıverilip de hak ederek tahliye süresi dolmayan hükümlüler ile uzun süreli cezasının ertelenmesi nedeniyle ceza infaz kurumunda bulunmayan hükümlüler sandık seçmen listesinde kayıtlı olmaları şartıyla oy kullanabilirler.
Her seçmen, 298 sayılı Kanun'da sayılan istisnalar dışında hangi sandık seçmen listesinde kayıtlı ise ancak o sandıkta oy kullanabilir.
Bir seçmen, aynı seçim türü için birden fazla oy kullanamaz.
Bir seçmen, hangi seçim çevresinin seçmeni ise ancak o seçim çevresinde yapılan seçimler için oy kullanabilir.
Oy verme gününe kadar, haklarında seçme yeterliğini kaybettiğine dair yetkili mercilerden resmî belge gelmiş bulunan seçmenlere oy kullandırılmaz.
Tutuklu sandık seçmen listesine kaydedilmiş olup da tahliye edilen veya taksirli suçlar dışında bir suçtan dolayı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülere, tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü seçmen listesinde kayıtlı olsalar bile oy kullandırılmaz ve bu husus cezaevi sandık kurulunca tutanağa geçirilir (298/86).
Oy verme süresi
MADDE 24- Oy verme günü, saat 08.00'den 17.00'ye kadar geçecek zaman, oy verme süresidir.
Ancak Yüksek Seçim Kurulunun 21.12.2013 gün ve 596 sayılı kararı uyarınca; Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis illerinde ve bu illerde bulunan ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde de oy vermenin başlangıç ve bitiş saatleri 07.00-16.00 olarak uygulanır.
Oy vermenin bitiş saati geldiği halde sandık başında oylarını vermek üzere bekleyen seçmenler varsa, sandık kurulu başkanı bunları saydıktan sonra sıra ile oylarını kullanmalarına izin verir. Yüksek Seçim Kurulunun belirlediği bitiş saatinden sonra gelen seçmen oy kullanamaz (298/89, 96).
Oy verme gününde sandık kurulunun toplanma zamanı ve hemen yapacağı işler
MADDE 25- Sandık kurulu oy verme saatinden en az bir saat önce sandık başında toplanarak bu Genelge'nin 7. maddesinde gösterilen şekilde and içer. Başkan, ilçe seçim kurulundan tutanakla teslim almış olduğu torbayı kurula gösterdikten sonra açarak içerisinde bulunan sandık kurulu mührü ve "EVET" veya “TERCİH” mühürlerini masanın üzerine koyar. Bundan sonra sandık kurulu başkanı, seçim sandıklarının boş olduğunu orada bulunan sandık kurulu üyeleriyle müşahitler önünde tespit ederek sandıkları kapatır ve kapağını bozulmadan açılmayacak şekilde, sandık kurulu mührü ile mühürler.
Sandık kurulu, and içme, sandıkları yerleştirme, kapalı oy verme yerlerini düzenleme işini bitirdikten sonra hazır bulunanlar önünde ilçe seçim kurulu başkanlığından teslim aldığı ve üzeri numaralanıp paketlenmiş birleşik oy pusulası paketlerini açıp, her paket ayrı ayrı olmak üzere tümünü sayar; birleşik oy pusulalarının her birinin arkasını sandık kurulu mührü ile mühürler.
Sandık kurulu, bundan sonra ilçe seçim kurulundan teslim alınmış olup ilçe seçim kurulu başkanlığı mührünü taşıyan ve her seçim için ayrı renkte bastırılmış olan oy zarflarını sayar, her zarfın üzerine (ilçe seçim kurulu başkanlığı mührünün olduğu yüze)sandık kurulu mührünü basar.
Birleşik oy pusulaları ve zarflar, kullanılacağı sandığın yanına ve birbirleri ile karışmayacak şekilde masanın üzerine düzenli biçimde konulur.
Sandık kurulu yapacağı seçimlere ilişkin etiketlerden birini o seçim için ayırdığı sandığın önüne, diğerini üstüne yapıştırır.
Sandık kurulu, yaptığı sayımların sonucunu ve işlemleri bu Genelge gereğince tutanak defterine geçirip imzalar (298/77).

Sandık kurulu önüne alınmada sıra

MADDE 26- Oy verme günü sandık başına gelen seçmenler, sandık kurulu önüne kurul başkanı tarafından sıra ile birer bireralınırlar. Gebeler, hastalar ve engelliler, bekletilmeden oylarını verirler. Yaşlıların da bekletilmeden oy kullanmalarına izin verilebilir (298/90).
Sandıkta görevlendirilen güvenlik görevlileri ve yaşlılar ile engellilere yardım edenlerin de öncelikle oy kullanmalarına izin verilebilir.
Engellilerin oy kullanması
MADDE 27- Görme engelliler, felçliler, elleri eksik olanlar veya bu gibi bedeni engelleri açıkça belli olanlar o seçim çevresi seçmeni olan ve o sırada sandık alanında bulunan akrabalarından birinin, akrabası yoksa diğer herhangi bir seçmenin yardımı ile oylarını kullanabilirler. Bir seçmen, birden fazla engelliye yardım edemez (298/93).
Tutuklular ile taksirli suçlardan hükümlülerin oy kullanması
MADDE 28- Tutuklular ile taksirli suçlardan hükümlüler yeterli güvenlik tedbirleri alındıktan sonra, ceza infaz kurumları ve tutukevi idaresinin belirleyeceği bir düzen içinde oy kullanacakları sandık bölgesine getirilir. Tutuklular ile taksirli suçlardan hükümlülerin serbest ve gizlilik içinde oylarını kullanmaları sandık kurulu tarafından sağlanır.
Oy verme düzeni
MADDE 29- Sandık başında seçmene, vereceği oy hakkında hiçbir kimse müdahale, telkin veya tavsiyede bulunamaz. Hiçbir seçmen oyunu kullandıktan sonra sandık başında kalamaz (298/88).
Oyunu kullandıktan sonra sandık başından ayrılmayan seçmene başkan, uzaklaşmasını hatırlatır. Seçmen yine orada kalırsa başkan, onu kolluk aracılığı ile uzaklaştırır.

Okuma - yazma bilmeyen seçmenlerin oy kullanmaları

MADDE 30- Okuma - yazma bilmeyen seçmenlere, oylarını kullanmaları konusunda başkaları tarafından sandık alanında yardım edilmez. Okuma - yazma bilmeyen seçmen, sorduğu ve istediği takdirde kurul başkanı, birleşik oy pusulası üzerinde bulunan siyasi parti işaretlerinden hangisinin hangi partiye ait olduğunu veya bağımsız adaylara nasıl oy verileceğini anlatır.
Seçmenin kimliğinin tespiti
MADDE 31- Sandık başına gelen seçmen, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan; nüfus cüzdanı, resmî daireler veya iktisadi devlet teşekküllerince verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, sürücü belgesi, avukatlık kimlik belgesi gibi kimliğini tereddütsüz ortaya koyan resimli, resmî nitelikteki belgelerden birini başkana verir ve seçmen sıra numarasını söyler. Bu belgelerden birini vermeyen seçmen oy kullanamaz (298/87, 91).
Üzerinde Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olmayan resimli ve resmî bir kimlik belgesi ibraz eden seçmenin oy kullanabilmesi için bu belgelerin yanında ayrıca seçmen bilgi kâğıdını veya nüfus müdürlüklerince verilmiş nüfus kayıt örneğini ibraz etmesi şarttır.
Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde tutuklu ya da taksirli suçlardan hükümlü bulunan seçmenlerden yukarıda sayılan kimlik belgeleri bulunmayanlar için cezaevi idaresince verilmiş belge kimlik belgesi yerine geçer (298/87).
Belediyeler ile köy veya mahalle muhtarlarınca düzenlenip onaylanan kimlik belgeleri seçmenin kimliğinin tespitinde geçerli değildir (298/87, 91).

Oy vermede sıra

MADDE 32- Mahalli idareler ile köy/mahalle muhtarlıkları ve meclisi/heyeti üyelikleri seçimleri birlikte yapıldığından bu seçimlerde, seçmenler oylarını aşağıdaki sıra ile kullanacaklardır.
a) İl genel meclisi üyeliği seçimi,
b) Belediye başkanlığı (büyükşehir dâhil) ve belediye meclisi üyeliği seçimi,
c) Köy veya mahalle muhtar ve ihtiyar meclisi/heyeti üyeliği seçimi.
Hangi seçime ilişkin oy pusulasının hangi renk zarfa konulacağı - aynı zarfa konulacak oy pusulaları
MADDE 33- Mahalli idareler seçimlerinde seçmenler;
a) İl genel meclisi üyeliklerine ilişkin TURUNCU renkli birleşik oy pusulasını TURUNCU renkli zarfa;
b) Belediye başkanlığına ilişkin MAVİ renkli birleşik oy pusulası ile belediye meclisi üyeliğine ilişkin SARI renkli birleşik oy pusulalarının ikisini birlikte MAVİ renkli zarfa;
Büyükşehirlerde (ADANA, ANKARA, ANTALYA, AYDIN, BALIKESİR, BURSA, DENİZLİ, DİYARBAKIR, ERZURUM, ESKİŞEHİR, GAZİANTEP, HATAY, İSTANBUL, İZMİR, KAHRAMANMARAŞ, KAYSERİ, KOCAELİ, KONYA, MALATYA, MANİSA, MARDİN, MERSİN, MUĞLA, ORDU, SAKARYA, SAMSUN, ŞANLIURFA, TEKİRDAĞ, TRABZON ve VAN), büyükşehir belediye başkanlığına ilişkin BEYAZ renkli birleşik oy pusulasını da yukarıdaki paragrafta belirtilen belediye başkanı ve belediye meclisi üyeleri seçimine ilişkin MAVİ renkli zarfa;
c) Köy seçimlerinde köy muhtarı ile ihtiyar meclisi üyelerinin birlikte yazılı olduğu oy pusulası MOR renkli zarfa;
ç) Mahalle seçimlerinde mahalle muhtarı ile ihtiyar heyeti üyelerinin birlikte yazılı olduğu oy pusulası MOR renkli zarfa;
koyarak oylarını kullanırlar.
Birden fazla oy pusulası kullanılan seçimlerde bunların ayrı ayrı katlanarak zarfa konulması gerekir (298/78, 91, 93; 2972/19, 32).

Oy verme

MADDE 34-
A) Oy vermeden önceki işler;
Sandık kurulu başkanı, kurul üyeleri arasında iş bölümü yaparak her bir seçim türüne ilişkin oy verme işlemini izlemek üzere üyeleri ayrı ayrı görevlendirir.
Örneğin; o sandık bölgesinde il genel meclisi, belediye ve mahalle seçimleri birlikte yapılıyorsa, il genel meclisi seçimi için bir üyeyi, belediye seçimi için bir üyeyi ve mahalle seçimi için de üçüncü bir üyeyi görevlendirir.
Bu üyeler, görevli oldukları seçim türü için seçmenin oy verme işlemini takip ederek karışıklığa meydan verilmemesini ve seçmenin oyunu ait olduğu sandığa atmasını ve kendilerinin önünde bulunan oy pusulaları ve oy zarflarının kaybolmamasını sağlarlar. Diğer bir üyeyi üç imza haneli sandık seçmen listesinin imza bölümünü takiple görevlendirir. Bu üye sandık önüne alınan seçmenin, sandık seçmen listesinden adını bulur.
Seçmen, oyunu kullanmadan seçmen bilgi kâğıdı ile kimlik belgesini başkana verir ve kimliğini ispat eder.
B) Oy verme işlemi;
Görevli üye tarafından seçmenin adı sandık seçmen listesinde bulunduktan sonra seçmene; bu Genelge'nin 32. maddesinde belirtilen sıraya göre ayrı ayrı oy kullandırılır.
Başkan, oy vermedeki sıraya göre, o seçim türü için Kanuna uygun biçimde hazırlanmış ve mühürlenmiş oy zarfı ile birleşik oy pusulasını, hiçbir tarafında herhangi bir işaret bulunmadığını ve arkasının sandık kurulu mührü ile mühürlü olduğunu, kurul üyelerine, müşahitlere ve seçmene gösterdikten sonra "EVET" veya "TERCİH" mührü ile birlikte seçmene vererek kapalı oy verme yerini gösterir. İlk sıradaki seçim için oy verme işlemi tamamlanıp seçmenin imzası alındıktan sonra müteakip seçim veya seçimler için aynı işlem tekrarlanır.
Seçmene, mahalle ve köy seçimlerinde sadece oy zarfı verilir. Mühür verilmez.
Başkan tarafından seçmene kapalı oy verme yerine girmeden önce:
1) Birleşik oy pusulalarının üzerlerinde bulunan dairelerden tercih ettiği daireye "EVET" veya "TERCİH" mührünü basması, "EVET" veya "TERCİH" mührü dışında herhangi bir yerine imza veya işaret yapmaması, aksi halde oyunun geçersiz sayılacağı, birleşik oy pusulasını düzgün bir şekilde katlayıp zarfa koyması ve yapıştırması gerektiği,
2) Seçmenin; cep telefonu, fotoğraf veya film makinesi gibi görüntü kaydedici veya haberleşme sağlayıcı cihazlarla kapalı oy verme yerine girmesinin yasak olduğu ve cezasının bulunduğu, bu tür cihazlar varsa oy verme işlemi bittikten sonra iade edilmek üzere bırakması gerektiği (298/92),
3) Zarfa, birleşik oy pusulasından başka hiçbir şey koymaması, aksi halde kullandığı oyun geçersiz sayılacağı,
4) Belediye seçimlerinde;
a)       Büyükşehir belediyesi olan yerlerde; büyükşehir belediye başkanlığı, belediye başkanlığı ile belediye meclisi üyeliğine ilişkin birleşik oy pusulasını birlikte aynı zarfa koyacağı,
b)      Büyükşehir belediyesi olmayan yerlerde; belediye başkanlığı ile belediye meclisi üyeliğine ilişkin birleşik oy pusulasını birlikte aynı zarfa koyacağı,
5) Seçmene birleşik oy pusulası verildikten sonra hata veya başka bir neden ileri sürülerek yeni bir birleşik oy pusulasının verilemeyeceği,
6) Mahalle ve köy seçimlerinde; kapalı oy verme yerinde bulunan beyaz kâğıt seçmen tarafından oy pusulası olarak doldurulabileceği gibi beyaz kâğıda basılan, teksir edilen, herhangi bir araçla veya elle çoğaltılan oy pusulaları da oy verme yerinde MOR renkli oy zarfına konularak sandığa atılacağı,
hususları açıklanır.
Seçmen, sandık kurulu başkanının açıkladığı şekilde hareket ettikten sonra kapalı oy verme yerinden çıkıp zarfı, oyunu kullandığı seçime ait sandığa atar ve üç imza sütunlu sandık seçmen listesinde isminin karşısını bu Genelge'nin 32. maddesinde belirtilen sıraya göre imza eder. Seçmen, imza atmasını bilmiyor veya herhangi bir engeli nedeniyle imza atacak durumda bulunmuyorsa, sol elinin baş parmağını basar. Sol elinin baş parmağı olmayanların hangi parmağını bastığı listenin imza bölümüne ayrıca yazılır. Hiç parmağı olmayan seçmenin durumu adının karşısına yazılıp başkan tarafından imzalanır. Bu işlemler, aynı seçmen için ve her seçim türünde ayrı ayrı tekrarlanır (298/93).
Sandık kurulu başkanı, bütün seçimler için oyunu kullanmış ve sonuncu seçime ait sandık seçmen listesini imzalamış olan seçmenin, seçmen bilgi kâğıdının arka yüzünü imzalayıp mühürledikten sonra kimliği ile birlikte seçmen bilgi kâğıdını kendisine iade eder. Sandık kurulu başkanı, bu işlemlerin düzenli bir biçimde yapılıp yapılmadığını denetler.
Tutuklu seçmen listesinde kayıtlı bulunan tutuklular ile taksirli suçlardan hükümlüler yeterli güvenlik tedbirleri alındıktan sonra, ceza infaz kurumları ve tutukevi idaresinin belirleyeceği bir düzen içinde oy kullanacakları sandık bölgesine getirilip, serbest ve gizlilik içinde oylarını kullanmaları sandık kurulunca sağlanır.
Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlü seçmen, oyunu kullandıktan sonra yetkililerce sandık alanından götürülür.
Zarf ve birleşik oy pusulasını alan seçmenin oyunu kullanmadan önce danışmak veya görüşmek amacı ile başka bir yere gitmesine veya sandık alanında başka bir kimse ile görüşmesine izin verilmez.
Kapalı oy verme yerine girmeyen veya birleşik oy pusulası ile oy zarfını aldığı halde oy kullanmayan seçmenden birleşik oy pusulası, zarf ve mühür geri alınır (298/78, 88, 91, 93, 101; 2839/27).
Sandık seçmen listesine kayıtlı olmayan seçmenlerin oy kullanması
MADDE 35- İlçe seçim kurulu başkanı, seçimin yapıldığı çevrede oy verme hakkına sahip olduğu halde, (Seçimin yapıldığı seçim çevresindeki seçmen listesinde kayıtlı olması koşuluyla) görev yaptığı sandığa ait seçmen listesinde kayıtlı bulunmayan (298/3, 94);
a) Sandık kurulu başkan ve üyeleri ile bina sorumlularının,
b) Seçimin güvenliğini sağlamakla görevli kolluk güçlerinin,
c) İlçe seçim kurulu tarafından sandık kurulu üyelerini görev yerine ulaştırmak için görevlendirilmiş kişilerin, her birine seçmen olduğunu ve hangi seçimde oy kullanabileceğini gösteren ve sandık seçmen listesindeki bilgileri kapsayan bir belge verir (Örnek: 142). Ayrıca, bu seçmenlerin esas kayıtlı olduğu sandık seçmen listesine meşruhat verilmek üzere kayıtlı bulunduğu sandık kurulu başkanlığına durumu yazı ile bildirir.
İl genel meclisi üyeliği seçimi için her ilçe, belediye başkanlığı ve belediye meclisi üyeliği seçimi için her belde bir seçim çevresi olduğu gibi, mahalle muhtarlıkları ile ihtiyar heyetleri seçimi için de her muhtarlık bir seçim çevresidir.
Bu nedenle;
1) Büyükşehir belediye başkanlığı seçimi yapılan yerlerde;
a) Kendi seçim çevresinde ve kayıtlı olduğu muhtarlık bölgesinde görev alan kişi, tüm seçim türleri için oyunu kullanır.
b) Kendi seçim çevresinde ancak kayıtlı olduğu muhtarlık bölgesi dışında görev alan kişi, belediye seçimleri için oy kullanır. Mahalle seçimi için oy kullanamaz.
c) Büyükşehir belediye sınırları içinde ancak kayıtlı olduğu ilçe dışında görev alan kişi, yalnız büyükşehir belediye başkanlığı seçimi için oy kullanır.
2) Büyükşehir belediye başkanlığı seçimi yapılmayan yerlerde;
a) Kendi seçim çevresinde ve kayıtlı olduğu muhtarlık bölgesinde görev alan kişi, tüm seçim türleri için oyunu kullanır.
b) Aynı belde hudutları içinde ancak sandık seçmen listesine kayıtlı olduğu mahallenin dışında görev alan kişi, il genel meclisi üyeliği ve belediye seçimleri için oy kullanır. Mahalle seçimi için oy kullanamaz.
c) Aynı ilçenin sınırları içinde ancak belediye hudutları dışında, köyde veya beldede görev alan kişi, yalnız il genel meclisi üyeliği seçimi için oyunu kullanır.
ç) Sandık seçmen listesine kayıtlı olduğu köyün dışında başka bir köyde, beldede veya ilçede görev alan kişi, yalnız il genel meclisi üyeliği seçimi için oy kullanır.
3) Sandık seçmen listesine kayıtlı olduğu il dışında başka bir ilde görevlendirilenler hiçbir seçim türünde oy kullanamazlar.
4) 298 sayılı Kanun'un değişik 94. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan; "Milletvekilleri ile milletvekili adayları seçmen bilgi kâğıdını göstermek suretiyle kayıtlı oldukları seçim çevresi dışında da oylarını kullanabilirler." hükmü, mahalli idareler seçimlerinde uygulanmaz. Dolayısıyla, milletvekilleri kayıtlı oldukları sandık seçmen listesi dışında oy kullanamazlar.
Sandık kurulu, bu madde kapsamında oy kullanan kimselerin ilgili belgelerini, oy verme işleminden önce alır. Bu belgeler, diğer seçim evrakı ile birlikte ilçe seçim kuruluna teslim edilir.
Bu madde uyarınca oy kullanan seçmenlerin ad ve soyadları ile kimlik bilgileri, oy kullandıkları sandık seçmen listesinin sonuna yazılarak karşısına imzaları alınır (298/94).
Yukarıda sayılan seçmenlerin sayısı, o sandık seçmen listesine dâhil edilmez, oy kullanan seçmenlerin toplamına dâhil edilir.
Sayım ve döküm başlamadan önce yapılacak işler, birlikte yapılan seçimlerde sandıkları açma sırası
MADDE 36- Oy verme bitince, kurul başkanı bunu yüksek sesle ilan eder ve oy vermenin bittiği saat tutanak defterine geçirilir. Oy sandıkları saat 17.00'den önce açılamaz (298/96).
Ancak Yüksek Seçim Kurulunun 21.12.2013 gün ve 596 sayılı kararı uyarınca; Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis illerinde ve bu illerde bulunan ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde oy sandıkları saat 16.00'dan önce açılamaz.
Sandık seçmen listesindeki bütün seçmenler oylarını kullanmış olsalar dâhi oy vermenin bitim saatinden önce sandıklar kesinlikle açılamaz (298/96).
Köy seçimleri ve il genel meclisi üyeliği seçimleri birlikte yapıldığında; önce köy seçimi, sonra il genel meclisi seçimine ait sandıklar açılır.
İl genel meclisi, belediye ve mahalle seçimleri birlikte yapıldığında; önce belediye seçimleri, sonra mahalle seçimleri ve sonra da il genel meclisi seçimlerine ait sandıklar açılır.
Önce açılan sandığa ilişkin bütün sayım döküm, tutanağa geçirme ve tutanakları asma ve ilan işlemleri sonuçlandırılmadan ve torba mühürlenmeden diğer sandıklar açılamaz. Henüz açılma sırası gelmeyen sandık veya sandıklar sandık kurulunun görev yaptığı yerde ve kurul üyelerinin gözleri önünde zarf atılan yeri kâğıtla yapıştırıldıktan ve bu yer alta gelmek üzere sandık ters çevrildikten sonra kurulca muhafaza edilir.

Sayım ve dökümün açık olması ve sayım düzeni

MADDE 37- Sayım ve döküm açık olarak yapılır. Oy verme yerinde bulunanlar sayım ve dökümü izleyebilirler.
Sandık kurulu; çalışmalarını düzenli yürütebilmek bakımından, sayım ve döküm masası etrafında boş kalması gereken kısmı bir karar ile belirtir ve bu kısım etrafında orada bulunanların bu işlemleri izlemelerine engel olmayacak (ip germek gibi) tedbirleri alabilir (298/95).
Masa üzerindeki eşyaların kaldırılması, oy verenlerin sayısının denetlenmesi ve tutanağa geçirilerek ilanı
MADDE 38- Masa üzerinde, sandıktan başka ne varsa kaldırılır. Oy vermenin bittiği saat tutanak defterine geçirilir. Bundan sonra sandık seçmen listesinde yazılı seçmenlerin toplamı ile adları hizasındaki imza veya parmak izleri sayılarak oy vermiş olanların toplamı tespit edilerek;
a) Köy ve mahalle seçimlerinde 51,
b) İl genel meclisi seçimlerinde 53,
c) Belediye seçimlerinde 54,
ç) Büyükşehir belediyesi seçimlerinde 54/1,
Örnek sayılı tutanaklara geçirilir ve sonuçları yüksek sesle ilan edilir (298/96).
SEÇSİS'ten yalnızca A4 (210x297 mm) formatında beyaz kâğıda çıktısı alınan  yukarıda "Örnek" numaraları belirtilen sandık sonuç tutanakları kullanılır. Fotokopi ile çoğaltılmış tutanaklar kullanılamaz.
Ancak;
1) Sandık seçmen listesinde kayıtlı bulunan sandık kurulu başkanı, üyesi ve bina sorumlusu olarak başka bir sandıkta görevli oldukları ilçe seçim kurulu başkanı tarafından bildirilenler sandık seçmen sayısına dâhil edilmeyeceklerdir.
2) Görevli olduğu sandık seçmen listesinde kayıtlı bulunmayan sandık kurulu başkanı, üyesi ve bina sorumlusu sıfatıyla oyunu kullanıp listenin sonuna yazılmış olanlar, oyunu kullanan seçmen sayısına dâhil edilecektir (298/96).

Kullanılmayan birleşik oy pusulaları ve zarflar

MADDE 39- Oy zarflarından veya birleşik oy pusulalarından kullanılmayanlar sayılır; oylarını veren seçmen sayısına eklenerek kurula teslim edilmiş bulunan birleşik oy pusulası veya zarf miktarı toplamına uygun olup olmadığı tespit edilir. Kullanılmayan birleşik oy pusulaları veya zarflar ayrı ayrı paket haline getirilerek mühürlenir, üzerlerine sayıları yazılır. Kullanılmayan zarf sayısı; köy ve mahalle seçimlerinde 51, il genel meclisi seçimlerinde 53, belediye seçimlerinde 54, büyükşehir belediyesi seçimlerinde 54/1 Örnek sayılı tutanağa yazılır.
Sandık kurulu başkanı, "EVET" veya “TERCİH” mühürlerini bir zarfa koyarak bu zarfın ağzını kapatır ve mühürler, kullanılmamış ve paketlenmiş olan birleşik oy pusulaları ve zarflarla birlikte, "EVET" veya “TERCİH” mühürleri konulmuş olan bu zarfı ilçe seçim veya görevli geçici ilçe seçim kuruluna teslim edilecek torbaya koyar ve torbanın bu kısmını sicimle bağlar.
Bu işlemler bitirildikten sonra sandıktan çıkacak birleşik oy pusulalarının konmasına yarayan torbanın boş olduğu tespit ve ilan olunur. Bütün bu işlemler tutanağa geçirilir (298/97).
Yukarıdaki işlemler; il genel meclisi ve belediye seçimlerinde ayrı ayrı ve birincisi tümüyle bittikten sonra ikincisine başlanmak suretiyle yapılır, "EVET" veya “TERCİH” mührünü taşıyan kapalı zarfın konduğu torba belli edilir.
Sandığın açılması, zarfların sayılması, geçerli ve geçersiz zarfların ayrılması
MADDE 40- Sandık, yukarıdaki maddelerde belirtilen iş ve işlemler tamamlandıktan sonra, oy verme yerinde hazır bulunanların gözü önünde, sandık kurulu başkanı tarafından açılır.
Sandıktan çıkan zarflar, sandık kurulu başkanı tarafından yüksek sesle iki defa sayılır. İki sayım arasında fark olursa, üçüncü sayım yapılarak sonucuna göre işlem yapılır ve o seçimde kullanılan toplam zarf sayısı tespit edilir. Tespit edilen zarf sayısı, o seçime ait özel tutanağın (Örnek: 51, 53, 54, 54/1) ilgili yerine işlenir.
Bütün zarflar sayıldıktan sonra, geçerli olup olmaması yönünden aşağıdaki şekilde kontrol edilir.
a) Sandık kurulunca verilen biçim ve renkte olmayan,
b) Üzerinde "Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu" filigranı olmayan kâğıttan imal edilmiş olan,
c) Üzerinde Yüksek Seçim Kurulu amblemi olmayan,
ç) Üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan,
d) Tamamı yırtılmış olan,
e) Üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü dışında herhangi bir mühür, imza, yazı, parmak izi veya herhangi bir işaret bulunan,
zarflar geçersiz sayılır.
Ancak zarfın üzerinde, herhangi bir şekilde leke veya çizik olsa bile, bunun özel işaret koymak amacıyla yapıldığının kesin olarak anlaşılamaması halinde, bu zarflar geçerli sayılır.
İtiraza uğrayan zarflar ile itiraza uğramadan geçersiz sayılan zarflar, başkan tarafından bir kenara ayrılır. Sandık kurulu, bütün zarflar kontrol edildikten sonra, itiraza uğrayan zarfları inceleyerek, geçerli veya geçersiz sayılması yönünde kararını verir. Bundan sonra, o sandıktan çıkan geçerli ve geçersiz oy zarflarının toplam sayısı ayrı ayrı o seçime ait özel tutanağın ilgili yerine işlenir.
Geçersiz zarflar paketlenir ve paketin üzeri mühürlenerek zarf sayısı yazılır. Bu zarflar saklanır ve kesinlikle açılmaz.
Bu işlemler yapıldıktan sonra, o sandıktan çıkan geçerli ve geçersiz zarfların toplam sayısı ile o seçim için oy kullanan seçmen sayısı karşılaştırılır.
Zarf sayısı, o seçim için oy kullanan seçmen sayısına eşit veya eksik ise başkaca bir işlem yapılmaz.
Zarf sayısı oy kullanan seçmen sayısından fazla ise eşitliği sağlamak için önce geçersiz zarf sayısı düşülür. Geçersiz zarf sayısının düşülmesi halinde de eşitlik sağlanamıyorsa, sandık kurulu başkanı geçerli zarflar arasından, eşitliği sağlayacak sayıda zarfı gelişigüzel çeker ve bu zarflar açılmadan derhal yakılarak imha edilir. İmha edilen zarf sayısı ilgili tutanağa (Örnek: 51, 53, 54, 54/1) yazılır.
Yukarıda belirtilen işlemler bittikten sonra, geçerli oy zarfları sandığın içine tekrar konularak sayıma geçilir.
Bütün bu işlemler ayrıca tutanak defterine geçirilerek, sandık kurulu başkan ve üyeleri tarafından imzalanır ve mühürlenir.
Sandıklar, bütün seçimlere ait sayım ve döküm işlemleri bitinceye kadar oy verme yerinden çıkarılamaz (298/98).

Sayım ve döküm işlerine başlanılması

MADDE 41- Oyların sayım ve dökümüne derhal başlanır, açık ve aralıksız yapılır. Yapılacak şikâyet ve itirazlar işi durdurmaz.
Sandık kurulu başkanı, sayım ve döküm işine başlamadan önce, sayım ve döküm cetvellerinin boş ve yazısız olduğunu hazır bulunanlara gösterir.
Başkanın sayım ve döküm sırasında kurul üyeleri arasında iş bölümü yapması

MADDE 42- Sandık kurulu başkanı, oy sayım ve dökümünün düzenini sağlamak bakımından;

a) Bir üyeyi sandıktaki zarfları kendisine vermek,
b) İki üyeyi okunan oy pusulalarını sayım ve döküm cetvellerine işlemek,
c) Bir üyeyi okunan ve dökümü yapılan oy pusulalarını ve açılan zarfları masa üzerine düzenli biçimde yerleştirmek ve korumak,
üzere görevlendirir.

Belediye ve il genel meclisi seçimlerinde zarfların açılması ve oyların sayım ve dökümü

MADDE 43-
A) Belediye seçimlerinde;
1) Büyükşehir belediye seçimlerinde, önce büyükşehir belediye başkanlığına ait oy pusulaları, sonra ilçe belediye başkanlığı ve daha sonra da belediye meclisi üyeliğine ait oy pusulalarının sayım ve dökümü yapılır.
Diğer belediye seçimlerinde ise, önce belediye başkanlığına ait oy pusulaları, daha sonra belediye meclisi üyeliğine ait oy pusulalarının sayım ve dökümü yapılır (298/100).
2) Belediye seçimlerinde, her zarf açıldığında, sadece belediye başkanı ve belediye meclisi üyeliğine ve varsa büyükşehir belediye başkanlığına ait birleşik oy pusulaları çıkması gerektiğinden;
(a) Bir zarfta birden fazla oy pusulası kullanılan seçimlerde (belediye başkanlığı, belediye meclisi üyeliği, büyükşehir belediye başkanlığı), zarfın içinden aynı seçim türüne ait birden fazla oy pusulası çıkmış olması halinde, sadece bu seçim türüne ait oy pusulaları hesaba katılmaz, diğerleri hesaba katılır.
(b) Bir zarfta birden fazla oy pusulası kullanılan seçimlerde, o zarfta kullanılması gereken oy pusulalarının dışında başka bir seçim türüne ait oy pusulası çıkmış olması halinde, bu zarftan çıkan oy pusulalarının hiçbiri hesaba katılmaz.
(c) Bir zarfta birden fazla oy pusulası kullanılan seçimlerde, o zarfta kullanılması gereken oy pusulalarından biri veya birkaçı eksik çıksa bile, zarftan çıkan diğer oy pusulaları hesaba katılır.
Hangi zarfların ve oy pusulalarının geçerli sayılıp sayılmayacağı, hangi oy pusulalarının hesaba katılıp katılmayacağı bu Genelge'nin 44. maddesine göre belli edilir (298/101,102).
B) İl genel meclisi üyeliği seçimlerinde;
Bir zarfta tek oy pusulası kullanılan il genel meclisi üyeliği seçimlerinde, her zarf açıldığında, sadece il genel meclisi üyeliği seçimine ait birleşik oy pusulası çıkması gerektiğinden; zarfın içinden o seçim türüne ait oy pusulasının dışında, aynı veya başka bir seçim türüne ait oy pusulası çıkmış olması halinde, bu zarftan çıkan oy pusulalarının hiçbiri hesaba katılmaz.

Geçerli sayılmayacak zarflar ve oy pusulaları

MADDE 44-
A) Aşağıda yazılı oy zarfları geçerli değildir (298/98):
1)      Sandık kurulunca verilen biçim ve renkte (il genel meclisi üyeliği seçimlerinde TURUNCU, belediye seçimlerinde MAVİ, köy ve mahalle muhtarlığı seçimlerinde MOR) olmayan,
2)      Üzerinde "Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu" filigranı olmayan kâğıttan imal edilmiş olan,
3)      Üzerinde Yüksek Seçim Kurulu amblemi olmayan,
4)      Üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan,
5)      Tamamı yırtılmış olan,
6)      Üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü dışında herhangi bir mühür, imza, yazı, parmak izi veya herhangi bir işaret bulunan.
B) Aşağıda yazılı birleşik oy pusulaları geçerli değildir.
1)      Sandık kurulunca verilen ve o seçim için düzenlenmiş biçim ve renkte olmayan,
2)      Üzerinde "Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu" filigranı bulunmayan,
3)      Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan,
4)      Hiçbir yerine "EVET" veya "TERCİH" mührü basılmamış olan,
5)      Siyasi partilere veya bağımsız adaylara ayrılan alanlardan birden fazlasına "EVET" veya "TERCİH" mührü basılmış olan,
6)      Birden fazla siyasi partiye veya bağımsız adaya ayrılan alana taşmış "EVET" veya "TERCİH" mührü bulunan,
7)      Sandığın ait olduğu seçim çevresinden başka bir seçim çevresi için düzenlenmiş olan,
8)      Bütünlüğü bozulacak şekilde yırtılmış veya koparılmış olan,
9)      Üzerine "EVET" veya "TERCİH" mührü dışında veya "EVET" veya "TERCİH" mührü yerine herhangi bir özel işaret, herhangi bir isim, imza kaşesi, mühür veya parmak izi basılmış olan,
10)   Üzerinde yer alan siyasi partilere veya bağımsız adaylara ait bölümleri belirgin bir şekilde ve özel olarak karalanmış, çizilmiş veya işaretlenmiş olan,
11)   Üzerinde yer alan matbu yazıların ve şekillerin dışında yazılar veya harfler veya sayılar yazılmış veya şekiller çizilmiş olan.
C) Aşağıdaki haller oy pusulalarını geçersiz kılmaz:
1)      Zarfların açılması veya oyların okunması sırasında yırtılması.
2)      Bütünlüğü bozulmaksızın bir kısmının kazaen yırtılması.
3)      Herhangi bir şekilde lekelenmiş olup da bunun özel olarak işaret koymak amacıyla yapıldığının anlaşılamaması.
4)      Birleşik oy pusulasının katlanarak zarfa konulması sebebiyle "EVET" veya "TERCİH" mührü ile oy pusulasının arkasına basılan sandık kurulu mühür izinin oy pusulasının diğer kısımlarına geçmesi.
5)      Bir siyasi parti veya bağımsız aday alanına basılan "EVET" veya "TERCİH" mührünün sadece iki parti alanını ayıran çift çizgili bölgeye taşmış olması.
6)      Başka bir siyasi partinin veya bağımsız adayın alanına taşmamak kaydıyla, bir siyasi partinin alanına birden çok "EVET" veya "TERCİH" mührü basılması (298/101).

İl genel meclisi ile belediye seçimlerinde seçim sonuçlarının sayım ve döküm cetvellerine geçirilmesi

MADDE 45- Sayım ve döküm cetvellerinde, ilk önce birleşik oy pusulasındaki sıraya göre siyasi partilerin adları soldan sağa doğru sütunların yukarısındaki hanelere yazılır. Daha sonra, varsa her bağımsız adaya bir sütun ayrılarak, bağımsız adayların ad ve soyadları, birleşik oy pusulasındaki sıraya göre sütunların yukarısındaki hanelere yazılır.
Sandık kurulu başkanı tarafından görevlendirilen üye, oy zarfını sandıktan teker teker alarak başkana verir. Başkan zarfı açarak içinden çıkan oy pusulasının ön yüzünü herkesin görebileceği ve işitebileceği şekilde okur.
Birleşik oy pusulası üzerinde hangi partiye veya bağımsız adaya ait yere "EVET" veya "TERCİH" mührü basılmış ise, o partinin adı veya bağımsız adayın ad ve soyadı okunur.
Siyasi partilerin ve bağımsız adayların aldığı ve herhangi bir itiraza uğramadan geçerli sayılan her oy, okunmasını müteakiben, görevli iki üye tarafından, aynı anda sayım ve döküm cetvelinde o siyasi partiye veya bağımsız adaya ayrılmış bulunan sütundaki rakamlar birden başlamak üzere, sırasına göre çizilmek suretiyle ayrı ayrı işaretlenir. Bu işlemin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, sandık kurulu başkanı tarafından sürekli denetlenir.
Okunan geçerli oy pusulaları ve zarfları, görevli üye tarafından, masa üzerinde düzenli biçimde yerleştirilir ve muhafaza edilir.
Geçersiz sayılan veya geçerli olmasına rağmen hesaba katılmaması gereken oy pusulaları ile geçerli olup olmadığı veya hesaba katılıp katılmaması yönünde tereddüt edilen veya itiraza uğrayan oy pusulaları, sayım ve döküm cetveline işlenmeksizin ayrılır ve sandık kurulu başkanı tarafından muhafaza altına alınır.
Bütün zarfların açılıp okunması bittikten sonra; itiraz edilmeksizin geçerli sayılan ve her iki sayım ve döküm cetveline işlenen oy sayıları, her siyasi parti veya bağımsız adayın sütununda işaretlenmiş son rakamlar karşılaştırılarak, her siyasi parti veya bağımsız adayın aldığı geçerli oy sayısının iki cetvelde de aynı olup olmadığı başkan tarafından kontrol edilir. Oy sayıları aynı ise, her siyasi parti veya bağımsız adayın aldığı geçerli oylar toplanarak, itiraz edilmeksizin geçerli sayılan bu oyların toplam sayısı, o seçim türüne ait sandık kurulunca düzenlenecek sandık sonuç tutanaklarına rakam ve yazı ile işlenir.
Siyasi partilerin ve bağımsız adayların aldıkları ve kendi hanelerine işlenmiş geçerli oy sayılarını gösterir rakamların her iki sayım ve döküm cetvelinde de aynı olmaması halinde ikinci sayım yapılır. İkinci sayımda, geçerli tüm oy pusulaları yeniden, tek tekokunarak, boş ve yazısız ayrı iki sayım ve döküm cetveline işlenir. Bu cetvellerdeki oy sayıları aynı ise, her siyasi parti ve bağımsız adayın aldığı geçerli oylar toplanarak, itiraz edilmeksizin geçerli sayılan bu oyların toplam sayısı, o seçim türüne ait sandık kurulunca düzenlenecek sandık sonuç tutanaklarına rakam ve yazı ile işlenir.
İkinci sayımda kullanılan sayım ve döküm cetvelinde yer alan oy sayıları da aynı çıkmazsa, yukarıda belirtilen usule göre  üçüncü sayım  yapılır ve kurulun  varsa siyasi  partili olmayan, yoksa başkan tarafından belirlenecek üyesi tarafından tek sayım ve döküm cetveline işlenmek suretiyle sonucuna göre işlem yapılır. Birden fazla sayım yapılan hallerde, bu sayımlarda kullanılan sayım ve döküm cetvellerinin üzerine, hangi sayıma ait olduğu büyük harflerle yazılır ve tüm cetveller muhafaza edilir.
Açılan sandığa ait son geçerli zarf açılıp içindeki oy pusulası okunduktan sonra, sandık başkanı tarafından o sandığa ait açılmayan geçerli zarf olup olmadığı kontrol edilir ve açılan zarfların sayısı ile sandıktan çıkan ve tutanağa işlenmiş olan geçerli zarf sayısı karşılaştırılır ve sonuç tutanak defterine işlenir.
Geçerli oyların sayım ve döküm cetvellerine işlenmesinden sonra, hesaba katılıp katılmaması veya geçerli sayılıp sayılmaması yönünde tereddüt edilen veya itiraza uğrayan oy pusulaları, sandık kurulunca ayrı ayrı değerlendirilerek karara bağlanır ve bu karar, tutanak defterine yazıldıktan sonra mühürlenip imzalanır.
Sandık kurulu kararı ile geçerli sayılan veya hesaba katılan oy pusulaları, sayım ve döküm cetvelinde ait olduğu siyasi partiye veya bağımsız adaya ayrılmış bulunan sütuna işlenir. Bu şekilde geçerli sayılan veya hesaba katılan oy pusulalarının toplam sayısı, o seçim türüne ait sandık sonuç tutanaklarının ilgili yerine işlenir.
Geçerli sayılmayan veya hesaba katılmayan oy pusulaları, ayrı ayrı paket yapılarak bağlanır ve paketin üzeri mühürlenerek, sayısı yazılır ve saklanır. Bu oy pusulaları yakılamaz, yırtılamaz ve yok edilemez. Bunların sayısı, o seçim türüne ait sandık sonuç tutanaklarının ilgili yerine işlenir.
Yukarıda belirtilen işlemler tamamlandıktan sonra, sayım ve döküm cetvelinde siyasi partilerin ve bağımsız adayların aldığı oyların toplam sayısı, kendi sütununun altına rakamla ve yazı ile yazılır.
Sayım ve döküm cetvelinde, siyasi partilerin ve bağımsız adayların aldığı oylar, orada bulunanlara başkan tarafından yüksek sesle ilan edilir.
Bu ilandan sonra, sayım ve döküm cetvelindeki sonuçlar, ilgili seçim türüne ait sandık sonuç tutanağına okunaklı şekilde işlenir. Bu bilgilerin doğruluğu, sandık başkanı tarafından sayım ve döküm cetveli sonuçları ile karşılaştırıldıktan sonra, ilgili seçim türüne ait sandık sonuç tutanağı başkan ve üyeler tarafından imzalanır ve mühürlenir.
Bütün bu işlemler, tutanak defterine geçirilerek, sandık kurulu başkan ve üyeleri tarafından imzalanır ve mühürlenir.
SEÇSİS’ten elektronik ortamda alınan il genel meclisi, büyükşehir belediye başkanı, belediye başkanı ve belediye meclisi üyeliği seçimlerine ilişkin sandık sonuç tutanaklarında, her sandık için farklı sandık numarası vebarkod kaydı bulunduğundan, söz konusu tutanakların bilgisayardan sadece A4 (210x297 mm) formatında beyaz kâğıda çıktısı alınır. Bu sebeple fotokopi ile çoğaltılmış tutanaklar kullanılamaz. Söz konusu tutanaklar ilçe seçim kurullarınca tarayıcıdan geçirileceğinden buruşturulmaması, katlanmaması, barkodun üzerinin herhangi bir şekilde çizilmemesi, ıslatılmaması vb. hususlara dikkat edilmesi gerekir. Bu nedenle sandık sonuç tutanakları imzalanıp, mühürlendikten sonra ilçe seçim kuruluna teslim edilinceye kadar katlanmadan sığabileceği poşet dosya içerisinde muhafaza edilmelidir.
ÖRNEK; sandık kurulu başkanı, geçerli olan veya hesaba katılacağında tereddüt edilmeyen her birleşik oy pusulasını okudukça cetvel yazıcısı iki üye tarafından, il genel meclisi üyeliği seçiminde Örnek: 50, belediye meclisi üyeliği seçiminde Örnek: 49/3, büyükşehir belediye başkanı seçiminde Örnek: 49/1, belediye başkanı seçiminde Örnek: 49/2 sayılı cetvelin özel sütunlarına aşağıdaki şekilde işlenir.
Siyasi partilerin ve bağımsız adayların aldıkları geçerli her oy pusulası, adlarının altındaki sütuna sıra ile işaretlenir.
Anılan cetvellerde ilk önce seçime katılmış olan her siyasi partiye bir sütun ayrılmak ve birleşik oy pusulası sırası göz önünde tutulmak koşuluyla, siyasi partilerin adları soldan sağa doğru sütunların yukarısındaki hanelere ve bundan sonra da varsa her bağımsız adaya bir sütun ayrılmak şartıyla bağımsız adayların ad ve soyadları sütunların yukarısındaki hanelere yazılır.
Bu iş bitince ilk oy pusulası hangi bağımsız adaya ve siyasi partiye ait ise, o siyasi partiye veya bağımsız adaya ayrılmış bulunan sütundaki (1) rakamı çizilir ve bundan sonraki pusula, aynı siyasi parti veya bağımsız adaya ait ise, onun sütunundaki (2) rakamı çizilir. Şayet diğer bir siyasi parti ve bağımsız adaya ait ise, o siyasi parti veya bağımsız adaya ayrılmış sütundaki (1) rakamı çizilir ve işlemler böylece tekrarlanarak pusulaların sonuçları cetvellere işlenir.
Pusulaların okunmasından sonra her sütunda çizilmiş bulunan son rakam, o sütuna sahip olan siyasi parti veya bağımsız adayın almış olduğu oy sayısını göstereceğinden, bu sayı sütunun altındaki haneye rakamla ve yazı ile yazılır. Sonuçlar orada bulunanlara yüksek sesle ilan edilir; tutanak tarih ve imza atılarak kapatılır (298/100).

Parti müşahitlerinin oy pusulalarını denetlemeleri

MADDE 46- Parti müşahitleri, sayım masası başında yer alabilir ve oy pusulalarını görebilirler. Ancak, parti müşahitlerinin sayısı beşten fazla ise, hazır bulunanlar arasından başkan tarafından kurul önünde ad çekme suretiyle, sandık başında kalacak beş parti müşahidi her biri ayrı partiden olmak üzere tespit edilir. Diğer müşahitlerle bağımsız aday müşahitleri için sayım işlemini yakından takip edebilecekleri bir yer ayrılır (298/100).

Sandık sonuç tutanaklarının düzenlenmesi

MADDE 47- Sandık kurulu, her seçim türü için ayrı ayrı hazırlanmış sandık sonuç tutanağını iki nüsha olarak, sayım ve döküm işlemleri sırasında elde edilen bilgilere ve sayım ve döküm cetveli sonucuna göre okunaklı bir şekilde düzenler. Bu tutanakların ait olduğu bölümüne, her seçim türüne ilişkin bilgiler eksiksiz olarak işlendikten sonra, başkan ve üyeler tarafından ad ve soyadları yazılarak imzalanır ve sandık kurulu mührü ile mühürlenir.
Yukarıdaki fıkra uyarınca işlenmesi gereken bilgiler şunlardır:

A) İl genel meclisi üyeliği seçimine ait sandık sonuç tutanaklarının düzenlenmesi

İl genel meclisi üyeliği seçimlerinde oyların sayımı, sayım ve döküm cetvellerine işlenmesi bittikten ve sandık kurulu başkanı sonuçları ilan ettikten sonra (Örnek: 53) sayılı tutanağa aşağıda yazılı bilgiler işlenir.
1) Sandığın bulunduğu ilin, ilçenin ve seçim bölgesinin adı ile sandığın numarası,
2) Oy vermenin yapıldığı tarih ve gün,
3) Oy sandığının sandık kurulu üyeleri ve seçim yerinde bulunanlar önünde açılış saat ve dakikası ile şayet sandık Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen saatten sonra açılmış ise bunun sebebi,
4) Oy verme saati bitiminde sırada bekleyen ve oy kullandırılan seçmen sayısı,
5) Birden fazla sayım ve döküm yapılmış ise sayısı,
6) Sandık seçmen listesinde yazılı olan seçmenlerin sayısı,
7) İlçe seçim kurulundan teslim alınan;
Ø      Toplam zarf sayısı,
Ø      Kullanılmayarak artan zarf sayısı,
Ø      Toplam oy pusulası sayısı,
Ø      Kullanılmayarak artan oy pusulası sayısı.
8) Sandık seçmen listesinde yazılı olup oy kullanan seçmenlerin sayısı,
9) Sandık seçmen listesinde kayıtlı olmayan ancak kanun gereği oy kullanan seçmen sayısı,
10) Oy kullanan seçmenlerin toplam sayısı,
11) Sandıktan çıkan zarf sayısı,
12) Zarf sayısı oy kullanan seçmen sayısından fazla ise, eşitliği sağlamak amacıyla 298 sayılı Kanun'un 98. maddesine göre yakılarak yok edilen zarf sayısı,
13) Geçerli zarf sayısı,
14) Geçerli oylar;
Ø      İtiraz edilmeksizin geçerli sayılan oy pusulalarının sayısı,
Ø      İtiraz üzerine geçerli sayılan veya hesaba katılan oy pusulası toplamı,
Ø      Geçerli oy pusulalarının toplamı.
15) Geçersiz oylar;
Ø      Geçersiz zarf sayısı,
Ø      Geçersizlik sebebi,
Ø      İçinden hiç oy pusulası çıkmayan boş zarf sayısı,
Ø      Geçersiz sayılan oy pusulası sayısı ve geçersizlik sebebi,
Ø      Hesaba katılmayan oy pusulası sayısı ve hesaba katılmama sebebi,
Ø      Geçersiz sayılan veya hesaba katılmayan oy pusulası toplamı.
16) Siyasi partilerin ve bağımsız adayların aldıkları toplam geçerli oyların yazı ve rakamla belirtilecek sayısı,
17) Oy vermede veya oyların sayım dökümünde kanuna aykırılık bulunduğu yolunda yapılan ihbar, itiraz ve şikâyetlerin ve bunlara ait kararların nelerden ibaret bulundukları,
18) Sayım döküm sonucunun başkan tarafından sandık alanında bulunanlara ilan edildiği.
(Not: Geçerli oy pusulalarının toplamı, siyasi partilerin ve varsa bağımsız adayın almış olduğu geçerli oy sayılarının toplamına eşit olmalıdır.)
Sayım ve döküm işlemleri tamamlandıktan sonra;
Tüm partilerin aldığı oylar, varsa bağımsızların aldığı oylar ve geçersiz oyların toplamı; oy kullanan seçmen sayısına eşit olması gerekir.
B) Belediye başkanı ve belediye meclis üyeliği seçimi sandık sonuç tutanağının düzenlenmesi
Belediye başkanı ve belediye meclis üyeliği  seçimlerinde oyların sayımı, sayım ve döküm cetvellerine işlenmesi bittikten ve sandık kurulu başkanı sonuçları ilan ettikten sonra (Örnek: 54) sayılı tutanağa aşağıda yazılı bilgiler işlenir:
1) Sandığın bulunduğu ilin, ilçenin, seçim çevresinin ve bölgesinin adı ile sandığın numarası,
2) Oy vermenin yapıldığı tarih ve gün,
3) Oy sandığının sandık kurulu üyeleri ve seçim yerinde bulunanlar önünde açılış saat ve dakikası ile şayet sandık Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen saatten sonra açılmış ise bunun sebebi,
4) Oy verme saati bitiminde sırada bekleyen ve oy kullandırılan seçmen sayısı,
5) Birden fazla sayım ve döküm yapılmış ise sayısı,
6) Sandık seçmen listesinde yazılı olan seçmenlerin sayısı,
7) İlçe seçim kurulundan teslim alınan;
Ø      Toplam zarf sayısı,
Ø      Kullanılmayarak artan zarf sayısı,
Ø      Toplam oy pusulası sayısı,
Ø      Kullanılmayarak artan oy pusulası sayısı.
8) Sandık seçmen listesinde yazılı olup oy kullanan seçmenlerin sayısı,
9) Sandık seçmen listesinde kayıtlı olmayan ancak kanun gereği oy kullanan seçmen sayısı,
10) Oy kullanan seçmenlerin toplam sayısı,
11) Geçerli oylar;
Ø      İtiraz edilmeksizin geçerli sayılan oy pusulalarının sayısı,
Ø      İtiraz üzerine geçerli sayılan veya hesaba katılan oy pusulası toplamı,
Ø      Geçerli oy pusulalarının toplamı.
12) Sandıktan çıkan zarf sayısı,
13) Zarf sayısı oy kullanan seçmen sayısından fazla ise, eşitliği sağlamak amacıyla 298 sayılı Kanun'un 98. maddesine göre yakılarak yok edilen zarf sayısı.
14) Geçerli zarf sayısı
15) Geçersiz oylar;
Ø      Geçersiz zarf sayısı,
Ø      Geçersizlik sebebi,
Ø      İçinden hiç oy pusulası çıkmayan boş zarf sayısı,
Ø      Zarfın içinden belediye başkanı/belediye meclisi üyeliği için oy çıkmamış ise eksik oyların sayısı,
Ø      Geçersiz sayılan oy pusulası sayısı,
Ø      Geçersizlik sebebi,
Ø      Hesaba katılmayan oy pusulası sayısı,
Ø      Hesaba katılmama sebebi,
Ø      Geçersiz sayılan veya hesaba katılmayan oy pusulası toplamı.
16) Siyasi partilerin ve bağımsız adayların aldıkları toplam geçerli oyların yazı ve rakamla belirtilecek sayısı,
17) Oy vermede veya oyların sayım dökümünde kanuna aykırılık bulunduğu yolunda yapılan ihbar, itiraz ve şikâyetlerin ve bunlara ait kararların nelerden ibaret bulundukları,
18) Sayım döküm sonucunun başkan tarafından sandık alanında bulunanlara ilan edildiği.
(Not: Geçerli oy pusulalarının toplamı, siyasi partilerin ve varsa bağımsız adayın almış olduğu geçerli oy sayılarının toplamına eşit olmalıdır.)
Sayım ve döküm işlemleri tamamlandıktan sonra;
Tüm partilerin aldığı oylar, varsa bağımsızların aldığı oylar ve geçersiz oyların toplamı; oy kullanan seçmen sayısına eşit olması gerekir.
İl genel meclisi üyeliği seçimi ve belediye seçimi sandık sonuç tutanaklarının ilanı
MADDE 48- Seçim türüne göre düzenlenen her bir sandık sonuç tutanağının onaylı bir sureti, sandık kurulu tarafından sandık çevresi içinde herkesin görebileceği bir yere asılır. Bu tutanak, oy verme gününden itibaren bir hafta süreyle asılı kalır.
Sandık sonuç tutanağının birer sureti, o seçim çevresinde seçime katılan ve talep eden siyasi parti ve bağımsız adayların müşahitlerine, yeteri kadar hazırlanarak sandık kurulu başkanı ve üyelerince imzalandıktan ve mühürlendikten sonra verilir. Bu tutanaklar, talep halinde öncelikle sandık kurulunun siyasi partili üyelerine imza karşılığı verilir. Ancak bu halde, o partinin müşahidine ayrıca tutanak verilmez. Müşahitlere verilecek sandık sonuç tutanakları, çok yapraklı kopyalı suret biçiminde hazırlanır. Sandık sonuç tutanağı verilen müşahit ve sandık kurulu üyelerinin ad ve soyadları ile temsilcisi oldukları siyasi partinin adı veya bağımsız adayın adı ve soyadı sandık kurulu tutanak defterine yazıldıktan sonra tutanağın teslim alındığına dair imzaları alınır.
Köy ve mahalle seçimlerindeki oy pusulalarına ilişkin özel hükümler
MADDE 49- Köy ve mahalle seçimlerinde adaylık usulü bulunmadığından, seçmenler diledikleri kimselere oy verebilirler ve muhtar ile ihtiyar meclisi/heyeti üye sayısı kadar ismin birlikte yazılı olduğu oy pusulasını zarfa koyarak sandığa atarlar (2972/32).
Kapalı oy verme yerinde bulunan beyaz kâğıt seçmen tarafından oy pusulası olarak doldurulabileceği gibi beyaz kâğıda basılan, teksir edilen, herhangi bir araçla veya elle çoğaltılan oy pusulaları da oy verme yerinde MOR renkli oy zarfına konularak sandığa atılır.
Ad ve soyadları aynı olan muhtar ve ihtiyar meclisi/heyeti üye adlarının yanına parantez içinde baba-anne adlarının, bu da aynı olduğu takdirde baba-anne adının yanına doğum tarihi yazılı oy pusulası kullanılır.
Köy ve mahalle seçimlerinde geçersiz sayılacak oy zarfları ve oy pusulaları
MADDE 50-
A) Aşağıda yazılı zarflar geçerli değildir (Zarflar açılmadan, bu Genelge'nin 40. maddesi uyarınca işleme tabi tutulur.):
1)      Sandık kurulunca verilen biçim ve MOR renkte olmayan,
2)      Üzerinde "Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu" filigranı olmayan kâğıttan imal edilmiş olan,
3)      Üzerinde Yüksek Seçim Kurulu amblemi olmayan,
4)      Üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan,
5)      Tamamı yırtılmış olan,
6)      Üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü dışında herhangi bir mühür, imza, yazı, parmak izi veya herhangi bir işaret bulunan.
Ancak, zarfın üzerinde, herhangi bir şekilde leke veya çizik olsa bile, bunun özel işaret koymak amacıyla yapıldığının kesin olarak anlaşılamaması halinde, bu zarflar geçerli sayılır.
B) Aşağıda yazılı oy pusulaları geçerli değildir (Bu oy pusulaları paketlenip üzeri mühürlenir ve sayısı yazılır.):
1) Beyaz kâğıda yazılmamış,
2) Hangi seçmen tarafından atıldığını belli edecek biçimde imza, mühür ve sair işaret taşıyan veya bu nitelikte zarftan çıkan veya zarf içinde el ilanı ve herhangi bir madde bulunan,
3) Sandık kurulunca okunamayan, oy verilen kişinin kim olduğu veya hangi seçim için kullanıldığı anlaşılmayan,
4) Bütünlüğü bozulacak şekilde yırtılmış veya koparılmış olan,
5) Zarfın içinden o seçim türüne ait oy pusulasının dışında aynı veya başka bir seçim türüne ait oy pusulası çıkması halinde, bu zarftan çıkan oy pusulaları,
6) Zarfın içinden o seçime ait birlikte yazılmış oy pusulası yerine muhtar ve ihtiyar meclisi/heyeti üyeleri için ayrı ayrı çıkan oy pusulaları,
7) İsimler dışında meslek ve sıfatları ile lakap, unvan gibi belirleyici ibareler taşıyan oy pusulaları.
C) Aşağıdaki haller oy pusulalarını geçersiz kılmaz:
1) Zarfların açılması veya oyların okunması sırasında yırtılması.
2) Bütünlüğü bozulmaksızın bir kısmının kazaen yırtılması.
3) Herhangi bir şekilde lekelenmiş olup da bunun özel olarak işaret koymak amacıyla yapıldığının anlaşılamaması (298/101).
4) Birlikte yazılan oy pusulası üzerinde ihtiyar meclisi/heyeti isimleri çizilip yerine o seçim çevresinde seçilecek sayı kadar kişinin elle yazılması.
5) Birlikte yazılan oy pusulası üzerinde ihtiyar meclisi/heyeti isimleri çizilip yerine o seçim çevresinde seçilecek sayıdan daha az sayıda kişinin elle yazılması.
6) “Aza” ve “Üye” kelimeleri eş anlamlı olduğundan, bu kelimelerden birinin yazılması.
7) Muhtar ve ihtiyar meclisi/heyeti üyeliği seçiminde oy pusulalarına “EVET” veya “TERCİH” yazılı mührün basılması gerekmemekle birlikte, “EVET” veya “TERCİH” yazılı mührün basılması,
8) Aynı aday isminin bir oy pusulasında birden fazla yazılması (tek oy sayılır).
Not: Birlikte yazılan oy pusulası üzerinde ihtiyar meclisi/heyeti isimlerinden o seçim çevresinde seçilecek sayıdan daha fazla kişinin yazılması halinde ihtiyar meclisi/heyeti oyları geçersiz olmakla birlikte muhtara verilen oy geçerlidir.
Köy ve mahalle seçimlerinde sonucun sayım ve döküm cetvellerine geçirilmesi
MADDE 51- Köy ve mahalle seçimlerinde zarflardan çıkan oy pusulalarının sayım ve döküm işine geçilir. Her oy pusulası okundukça; cetvel yazıcı iki üyeden her biri, önlerindeki Örnek: 49 sayılı cetvele aşağıda açıklandığı şekilde bilgi ve işaretleri yazar, aynı işlemler Örnek: 48 sayılı cetvel için de tekrarlanır. Bu şekilde okunup sayım ve döküm cetvellerine geçirilmiş oy pusulalarını başkan, diğer görevli üyeye verir, o da bunları torbaya atar.
a) İlk oy pusulası okununca, pusulada yazılı kimsenin adı ve soyadı, köy ve mahalle muhtarları için kullanılan (Örnek: 49) sayılı sayım ve döküm cetvelinin yukarısında en soldaki sütuna yazılır ve sütundaki (1) rakamının üstü çizilir. İkinci oy pusulası okununca, şayet ilk pusuladaki kimseye oy verilmiş ise, onun sütunundaki (2) rakamı çizilmekle yetinilir; ikinci pusulada başka bir kimsenin adı varsa, onun adı ve soyadı, soldan ikinci sütuna yazılır ve sütundaki (1) rakamının üstü çizilir. Bunlardan sonraki pusulalarda yazılı adların, daha önce geçmiş adlardan olup olmamasına göre, yukarıdaki işlemler tekrar edilir. Yani ya kendisine sütun ayrılmış olan kimsenin adı ve soyadı altındaki (2, 3, 4, ...) rakamları çizilmekle yetinilir veyahut yeni bir sütuna adı ve soyadı yazılır ve sütundaki (1) rakamı çizilir.
Bir kimsenin oylarının toplamını bulmak için o kimseye ayrılmış olan sütunda çizilmiş bulunan en son rakama bakmak yetecektir. Bu rakam, mesela (50) ise, o kimse (50) oy almış demektir ve o sütunun en altındaki haneye rakamla ve yazı ile işlenecek sayı bu (50) rakamıdır.
Oy pusulalarının okunması ve cetvellere geçirilmesi bittikten sonra oy almış bir kimsenin adı ve soyadının yazılı olduğu sütunun altına, aldığı oy sayısı rakamla ve yazı ile yazılır. Oyların eşitliği halinde ad çekme ile kazanan muhtar belirlenerek sonuç orada bulunanlara yüksek sesle ilan olunur. Bundan sonra da cetvellere tarih konur ve bunlar başkan ve üyeler tarafından imza edilir.
b) Köy ihtiyar meclisi ve mahalle ihtiyar heyeti üyelerine ait oyların sayımı ve dökümü için (Örnek: 48) sayılı cetvel kullanılır. Birinci oy pusulası okununca, orada yazılı kimselerin ad ve soyadları cetveldeki sütunların üst tarafındaki hanelere, her sütun bir kimseye ayrılmak şartıyla, soldan sağa doğru yazılır ve her bir adın altındaki (1) rakamı çizilir. İkinci oy pusulası okununca, bu pusulada yazılı kimselerin, daha önceki oy pusulasındaki yazılı kimselerden olması halinde, onun adının altındaki (2) rakamı çizilmekle yetinilir; ikinci pusulada adı yazılı kimsenin ilk pusulada yazılı olanlardan başka birisi olması halinde, onun adı ve soyadı boş kalan ilk sütunun üstündeki haneye yazılır ve o sütundaki (1) rakamı çizilir.  Üçüncü  oy pusulası okununca bu pusulada geçen ad,  daha  önce  geçmiş ve onun için  bir
sütun ayrılmış ise, o sütunun altındaki (2) veya (3) rakamı çizilmekle yetinilir; bu kimsenin adı ilk olarak  geçiyorsa, kendisinin adı ve soyadı boş sütuna yazılır ve o sütundaki (1) rakamı çizilir. Daha sonraki pusulalarda geçen adların, daha önceki pusulalarda geçmiş ve kendileri için birer sütun ayrılmış kimseler olup olmamasına göre yukarıda yazılı işlemler tekrarlanır. Bir kimsenin oylarının toplamını bulmak için o kimseye ayrılmış olan sütunda çizilmiş bulunan en son rakama bakmak yetecektir. Bu rakam, mesela (50) ise, o kimse (50) oy almış demektir ve o sütunun en altındaki haneye rakamla ve yazı ile işlenecek sayı bu (50) rakamıdır.
Oy pusulalarının okunması ve cetvellere geçirilmesi bittikten sonra, oy almış her adayın adı ve soyadının yazılı olduğu sütunun altına, aldığı oy sayısı rakamla ve yazı ile yazılır. En yüksek oy alan adaydan başlanarak sıralanır. Oyların eşitliği halinde ad çekme ile kazanan üye ve sıralaması belirlenerek sonuç orada bulunanlara yüksek sesle ilan olunur. Bundan sonra cetvellere tarih konulur ve bunlar başkan ve üyeler tarafından imza edilir.
Köy ve mahalle seçimine ait sayım cetveli sonucunun tutanağa geçirilmesi
MADDE 52-  Köy ve mahalle seçimlerinde oyların sayımı, sayım ve döküm cetvellerine işlenmesi bittikten ve sandık kurulu başkanı sonuçları ilan ettikten sonra (Örnek: 51) sayılı tutanağa aşağıda yazılı bilgiler işlenir.
a) Sandığın bulunduğu ilin, ilçenin ve seçim bölgesinin (her muhtarlık bir seçim bölgesidir) adı ile sandığın numarası, oy vermenin yapıldığı tarih ve gün,
b) Oy sandığının, sandık kurulu üyeleri ve seçim yerinde bulunanlar önünde açılış saat ve dakikası, şayet sandık Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen saatten sonra açılmış ise bunun sebebi, oy verme saati bitiminde sırada bekleyen ve oy kullandırılan seçmen sayısı,
c) Sandık seçmen listesinde yazılı olan seçmenlerin sayısı,
ç) İlçe seçim kurulundan teslim alınan;
Ø      Toplam zarf sayısı,
Ø      Kullanılmayarak artan zarf sayısı.
d) Sandık seçmen listesinde yazılı olup oy kullanan seçmenlerin sayısı,
e) Sandık seçmen listesinde kayıtlı olmayan ancak kanun gereği oy kullanan seçmen sayısı,
f) Oy kullanan seçmenlerin toplam sayısı,
g) Sandıktan çıkan zarf sayısı,
ğ) Zarf sayısı oy kullanan seçmen sayısından fazla ise, eşitliği sağlamak amacıyla; 298 sayılı Kanun’un 98.  maddesine göre yakılarak yok edilen zarf sayısı,
h) Geçerli zarf sayısı,
ı) Geçerli oylar;
Ø      İtiraz edilmeksizin geçerli sayılan oy pusulalarının sayısı,
Ø      İtiraz üzerine geçerli sayılan veya hesaba katılan oy pusulası toplamı,
Ø      Geçerli oy pusulalarının toplamı.
i) Geçersiz oylar;
Ø      Geçersiz zarf sayısı,
Ø      Geçersizlik sebebi,
Ø      İçinden hiç oy pusulası çıkmayan boş zarf sayısı,
Ø      Geçersiz sayılan oy pusulası sayısı,
Ø      Geçersizlik sebebi,
Ø      Hesaba katılmayan oy pusulası sayısı,
Ø      Hesaba katılmama sebebi,
Ø      Geçersiz sayılan veya hesaba katılmayan oy pusulası toplamı.
j) Oy vermede veya oyların sayım dökümünde kanuna aykırılık bulunduğu yolunda yapılan ihbar, itiraz, şikâyetlerin ve bunlara ait kararların nelerden ibaret bulundukları,
k) Sayım döküm sonucunun başkan tarafından sandık alanında bulunanlara ilan edildiği.
Geçerli oylar ile geçersiz veya hesaba katılmayan oyların toplamı; oy kullanan seçmen sayısına eşit olmalıdır.
Geçerli oyların toplamı; köy/mahalle muhtar adaylarının almış olduğu oyların toplamına eşit olmalıdır.
Muhtarlık seçiminde adaylık usulü olmadığından (Örnek: 51) sayılı tutanakta yer alan (adayın adı ve soyadı) sözlerinden maksat, kendisine oy verilmiş kimsedir (298/100, 105).
Köy ve mahalle seçimi sonucunu gösterir sandık sonuç tutanağının asılması
MADDE 53- Bu Genelge'nin 52. maddesine göre düzenlenen imzalı ve onaylı (Örnek: 51) sayılı tutanak, sandık kurulu başkanı tarafından sandık çevresi içinde herkesin görebileceği bir yere asılır. Bu tutanak bir hafta süre ile olduğu yerde asılı kalır.
Kendilerine muhtarlık için oy verilen kimseler tutanağın muhtar adayına, üyelik için oy  verilen kimseler üye adayına ait olan sütununa geçirilir.
Sayıma ilişkin kâğıt ve belgelerin paketlenerek torbaya konulması
MADDE 54- Sandık kurulları, her seçim türüne ilişkin kâğıt ve belgeleri ayrı ayrı olmak üzere, ilçe seçim kuruluna teslim etmek için aşağıdaki şekilde hazırlar;
a) Zarflar açıldıktan sonra hesaba katılan ve geçerli sayılan oy pusulalarını,
b) Zarflar açıldıktan sonra itiraz edilen, fakat geçerli sayılan oy pusulalarını,
c) Zarflar açıldıktan sonra hesaba katılmayan oy pusulalarını,
ç) Açılmadan geçerli sayılmayıp saklanan zarfları,
d) Kullanılmayarak artan ve iptal edilmiş bulunan oy pusulalarını,
e) Kullanılmayarak artan zarfları,
f) Alt tarafı imzalı sayım ve döküm cetvellerini,
g) Sandık kurullarınca düzenlenen Örnek: 51, 53, 54, 54/1 sayılı tutanakları,
ğ) Geçerli sayılmış zarfları,
h) Tutanak defterini,
ı) Sandık seçmen listesini,
Ayrı ayrı paketler halinde sararak, üzerlerine sayılarını yazıp, üstlerini sandık kurulu mührü ile mühürleyip imzaladıktan sonra tamamını ait olduğu torbaya koyup ağzını yine kurul mührüyle mühürler ve imzalar.
Not: Sandık kurulu başkanı sandık alanında seçimle ilgili hiçbir seçim evrakının unutulmamasına özen gösterir.
Birden çok seçim birlikte yapıldığından, her seçim için hazırlanan torbanın içinde hangi seçime ait belgelerin bulunduğunu gösteren ve sandık numarasını içeren bir yazı yazılır.
Bu işlemler yapılırken; il genel meclisi üyeleri seçimine ait kâğıt ve belgeler ayrı bir torbaya; belediye başkanı, varsa büyükşehir belediye başkanı ve belediye meclisi üyeleri seçimine ait olanların hepsi birden ayrı bir torbaya, köy ve mahalle muhtarı ile ihtiyar meclisi/heyeti üyeleri seçimine ait olanlar da birlikte ayrı bir torbaya konulur (298/107).
Sayıma ilişkin torbaların (kâğıt ve belgelerin) ilçe seçim kurulu başkanına veya görevli geçici ilçe seçim kurulu başkanına teslimi
MADDE 55- Hazırlanan mühürlü torbalar ve sandık kurulu mührü, ilçe seçim kurulu başkanlığınca yapılacak düzenlemeye göre; sandık kurulu başkanı ile ad çekme yoluyla belli edilecek en az iki üye tarafından hiçbir gecikmeye meydan verilmeksizin vehiçbir yere uğranmaksızın en kısa zamanda, ilçe seçim kurulu başkanına veya görevli geçici ilçe seçim kurulu başkanına teslim edilir. Bu maddeye aykırı hareket edenler hakkında cezai kovuşturma yapılır.
Kurulun diğer üyeleri ile gözlemciler de isterlerse ve taşıtta yer varsa veya taşıt kendileri tarafından sağlanırsa başkanla birlikte gidebilirler.
İlçe seçim kurulu, torbaları ve sandık kurulu mührünü alarak, torbaları getiren üyeler önünde açıp içindekiler hakkında, bu seçimler için sandık kurulu başkanına teslim edilmiş olan her torba için ayrı ayrı olmak üzere Örnek: 40 sayılı tutanağı üç nüsha olarak düzenler.
Bu tutanakların alt tarafı, torbayı ve mührü teslim edenlerle ilçe seçim kurulu başkanı ve üyelerden biri tarafından imzalanır. Bu tutanağın bir örneği sandık kurulu başkanına verilir. Bir örneği de il seçim kuruluna gönderilecek evraka bağlanır.
İl genel meclisi üyeliği ve belediye seçiminde belediye başkanı ve belediye meclisi üyeleri için kullanılan birleşik oy pusulası, zarf, tutanak ve cetvellere ilişkin bilgiler; köy ve mahalle seçimlerinde muhtar ve üyeler için kullanılan aynı malzemeye ilişkin bilgiler aynı tutanağa ayrı ayrı yazılır.
Örneğin; belediye başkanı, büyükşehir belediye başkanı ve belediye meclisi üyeleri seçiminde hesaba katılmayan zarfların miktarı ayrı ayrı sayılar halinde Örnek: 40 sayılı tutanakta gösterilir (298/71, 107).
Sandık kurullarınca kullanılacak ve düzenlenecek basılı kâğıtlar
MADDE 56- Sandık kurullarının kullanacağı ve düzenleyeceği basılı kâğıtlara bu Genelge'nin çeşitli maddelerinde değinilmiş veya bazıları örnek sayıları ile birlikte açıkça belirtilmiştir. Ayrıca, kurulların çalışmalarını kolaylaştırmak ve kendilerini denetlemelerini sağlamak üzere bunların tamamı, hangilerinin hangi seçim veya iş için kullanılacağı ve düzenleneceği aşağıda gösterilmiştir.
a) Bütün seçimlerle ilgili genel nitelikte basılı kâğıtlar;
- Örnek: 19; 298 sayılı Kanun'un oy verme serbestliğine ve gizliliğine dair hükümlerini içeren bu levha sandık kurullarınca kapalı oy verme yerine asılır.
- Örnek: 2; sandık seçmen listeleri üç imza sütunlu iki nüsha olarak hazırlanır; biri sandık alanında seçmenlerin kolayca görüp inceleyebilecekleri bir yere asılır, diğeri ise her sandıkta seçmenin isminin bulunması ve oyunu kullanan seçmenlerin imzalarının alınmasında kullanılır.
b) Seçimlerin özelliklerine göre hazırlanmış basılı kâğıtlar;
1) İl genel meclisi üyeleri seçimi için düzenlenecek basılı kâğıtlar:
- Örnek 50; İl Genel Meclis Üyeliği Seçimi Sayım Döküm Cetveli iki nüsha düzenlenir.
- Örnek 53; İl Genel Meclis Üyeliği Seçimi Sandık Sonuç Tutanağı, sayım-döküm işlemleri sırasında elde edilen bilgilerden ve sayım-döküm cetveli sonucundan yararlanılarak yeteri kadar düzenlenir. Bu tutanak, sandık çevresi içinde herkesin görebileceği bir yere asılır, burada bir hafta süreyle asılı kalır, onaylı birer örneği siyasi partilere ve isterlerse bağımsız adaylara veya müşahitlere verilir.
2) Belediye seçimlerinde:
a) Büyükşehir belediye başkanı seçimi için düzenlenecek basılı kâğıtlar;
- Örnek: 49/1;  Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi Sayım Döküm Cetveli  (Örnek: 50 gibi düzenlenir.)
- Örnek: 54/1; Büyükşehir Belediye Başkanı Seçimi Sandık Sonuç Tutanağı (Örnek: 53 gibi düzenlenir.)
b) Belediye başkanı seçimi için düzenlenecek basılı kâğıtlar;
- Örnek: 49/2; Belediye Başkanlığı Seçimi Sayım Döküm Cetveli (Örnek: 50 gibi düzenlenir.)
- Örnek: 54; Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi Üyeliği Seçimi Sandık Sonuç Tutanağı, belediye meclisi üyeleri ve belediye başkanı için birlikte yeteri kadar (Örnek: 53 gibi) düzenlenir.
c) Belediye meclisi üyeleri seçimi için düzenlenecek basılı kâğıtlar;
- Örnek: 49/3; Belediye Meclisi Üyeliği Seçimi Sayım Döküm Cetveli (Örnek: 50 gibi düzenlenir.)
- Örnek: 54; Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi Üyeliği Seçimi Sandık Sonuç Tutanağı
Her siyasi partinin belediye meclisi üyeleri kesin adaylarını gösteren liste (Bu liste il seçim kurulu tarafından hazırlanır. Listenin birisi sandık seçmen listesi ile birlikte sandık alanına, diğeri kapalı oy verme yerine asılır.)
3) Köy seçimlerinde:
a) Muhtar seçimi için düzenlenecek basılı kâğıtlar;
- Örnek: 49; Mahalle veya Köy Muhtarlığı Seçiminde Sandık Kurullarınca Kullanılacak Sayım ve Döküm Cetveli iki nüsha olarak düzenlenir.
- Örnek: 51; Köy Muhtarı ve İhtiyar Meclisi Üyeliği, Mahalle Muhtarı ve İhtiyar Heyeti Üyeliği Seçimi Sandık Sonuç Tutanağı, sayım- döküm işlemleri sırasında elde edilen bilgilerden ve sayım-döküm cetveli sonucundan yararlanılarak yeteri kadar düzenlenir. Bu tutanak, sandık çevresi içinde herkesin görebileceği bir yere asılır, burada bir hafta süreyle asılı kalır.
b) Köy ihtiyar meclisi üyeleri seçimi için düzenlenecek basılı kâğıtlar;
- Örnek: 48; Köy İhtiyar Meclisi Üyeliği, Mahalle İhtiyar Heyeti Üyeliği Seçiminde Sandık Kurullarınca Kullanılacak Sayım ve Döküm Cetveli iki nüsha olarak düzenlenir.
- Örnek: 51; Köy Muhtarı ve İhtiyar Meclisi Üyeliği, Mahalle Muhtarı ve İhtiyar Heyeti Üyeliği Seçimi Sandık Sonuç Tutanağı, muhtar için düzenlenen aynı tutanağa işlenir.
4) Mahalle seçimlerinde:
a) Mahalle muhtarı seçimi için düzenlenecek basılı kâğıtlar köy muhtarı için düzenlenecek kâğıtların aynısıdır.
b) Mahalle ihtiyar heyeti üyeleri seçimi için düzenlenecek basılı kâğıtlar köy ihtiyar meclisi üyeleri için düzenlenecek kâğıtların aynısıdır.

Şikâyet ve itiraz

MADDE 57- Seçmenler, sandık kurulu başkanlarının veya bu kurulların 298 sayılı Kanun'un verdiği yetkilere dayanarak yaptıkları işlemlere ve aldıkları tedbirlere ve bunlara benzer sair muamelelerine veya herhangi bir kimsenin 298 sayılı Kanun'un koyduğu yasak hükümlerine aykırı hareketlerine karşı bu işlemlerin, tedbirlerin, sair muamelelerin düzeltilmesi veyahut kanunun koyduğu yasaklara uymayanların, bu hareketlerinin önlenmesi maksadıyla müracaat edebilirler. Bu şekildeki başvuruya şikâyet denilir.
Sandık kurulları veya kurul başkanlarınca verilmiş kesin olmayan kararlara karşı ilçe seçim kurullarına başvurulabilir. Bu başvurmaya da itiraz denilir.
Şikâyet ve itirazlar bu kurullara veya başkanlarına veya sair görevlilere sözlü veya yazı ile 110. maddede gösterilenler tarafından yapılır (298/110, 112, 116, 119).

Şikâyet ve itiraza yetkili kimseler

MADDE 58- Şikâyet ve itiraza yetkili kimseler şunlardır;
a) Seçme yeterliğine sahip yurttaşlar,
b) Siyasi partiler veya bunların tüzüklerine göre kuruluş kademelerinin (örneğin il ve ilçe kuruluşlarının) başkanları veya vekilleri,
c) Müşahitler,
ç) Adaylar (298/110, 116).

Şikâyetlerin nasıl yapılacağı ve sözlü şikâyetin tutanağa geçirilmesi

MADDE 59- Şikâyet dilekçe ile veya sözle yapılabilir. Sözlü şikâyetler gerekçesiyle birlikte özel bir tutanağa yazılır. Bu tutanak; adı, soyadı ve adresi de yazılarak şikâyetçiye imza ettirilir. Şikâyetçi imza atamaz ise sol elinin baş parmağı bastırılır (298/112).

Şikâyet üzerine yapılacak inceleme

MADDE 60- Şikâyet dilekçesini alan veya şikâyeti yukarıdaki madde gereğince tutanağa geçiren sandık kurulu, ilk önce şikâyetçinin bu Genelge'nin 58. maddesine göre şikâyete yetkili kimselerden olup olmadığını inceler ve şikâyetçi, şikâyete yetkili kimselerden değilse, başka bir husus üzerinde durmaksızın şikâyeti hemen reddeder. Kurul, şikâyetçinin şikâyete yetkili kimselerden olduğunu anlarsa, o zaman şikâyetin haklı veya yerinde olup olmadığını inceler.

Şikâyetin karara bağlanması

MADDE 61- Şikâyetin haklı veya yerinde görülmesi halinde kurul, karar yazmaya ihtiyaç olmaksızın, şikâyet konusu tedbir veya işlemi düzeltir yahut bu tedbir veya işlemi kaldırır.
Şikâyetçinin yetkili olmaması veya şikâyetin süresinden sonra yapılmış olması ya da haksız yahut yersiz görülmesi halinde kurulca şikâyetin reddine karar verilir. Bu halde kurulun kararını tutanak defterine yazması ve bu kararın başkan ve üyeler tarafından imzalanması gerekir.
Kurul kararları salt çoğunlukla yani kurul başkan ve üyelerinin yarıdan fazlasının oylarının o karar üzerinde toplanmasıyla verilir. Oylarda eşitlik halinde başkanın katıldığı tarafın oyu üstün tutulur.
Şikâyetin reddine ilişkin kararın bir örneği şikâyetçiye verilir (298/117).
Şikâyetin süresi ve süresinden sonra yapılacak şikâyetin reddi
MADDE 62- Şikâyet en geç, seçim sonuçlarını tespit eden tutanağın sandık kurulunca düzenlenmesi (yazılıp imzalanması) anına kadar sandık kuruluna ulaşmalıdır.
Tutanak imzalandıktan sonra yapılan sözlü şikâyetlerin veya verilen şikâyet dilekçelerinin sürenin geçmiş olması sebebiyle reddine karar verilir (298/127).

Sandık kurullarının kararlarına itiraz

MADDE 63- Bir şikâyetin reddine ilişkin sandık kurulu kararları ile seçim sonuçlarını gösteren tutanakların sandık kurullarınca düzenlenmesi işlerine veya sandık kurullarının diğer kararlarına karşı itiraz olunabilir.
İtirazda bulunabilecek olanlar, bu Genelge'nin 58. maddesi gereğince şikâyete yetkili olan kimselerdir.
Sandık kurullarının itirazı ilçe seçim kuruluna ulaştırması ve itiraz edene alındı kâğıdı verilmesi
MADDE 64- İtirazlar, sandık kurullarınca seçim sonuçlarını gösteren tutanağın düzenlenmesine kadar, sandık kurulu aracılığı ile sözle veya dilekçe verilerek ileri sürülebilir.
Sözlü itiraz, sandık kurulunca gerekçesi ile birlikte özel bir tutanağa geçirilir. Bu tutanak; adı, soyadı ve adresi de yazılarak itiraz edene imza ettirilir; itiraz eden imza atamaz ise sol el başparmağı bastırılır.
Gerek sözlü, gerek yazılı itirazların ileri sürülmüş olduğunu ve yapıldığı tarihi gösteren bir alındı kâğıdı itiraz edene verilir.
Sözlü itiraza ait tutanak veya itiraz dilekçesi ile itiraz eden tarafından bunlara eklenen deliller ve itiraza uğrayan sandık kurulu kararı, itiraz eden veya güvenilir bir kimse eliyle sandık kurulunca derhal ilçe seçim kuruluna yollanır (298/71-4, 112-1, 128).
İtiraz üzerine verilecek karara sandık kurulunun uyma zorunluluğu
MADDE 65- İtiraz üzerine ilçe seçim kurulu başkanınca veya ilçe seçim kurulunca verilen karar ile sandık kurulunun bir işlemi veya tedbiri düzeltilirse veya sandık kurulunun kararı hükümsüz bırakılırsa, bu karar hemen sandık kurulu başkanına bildirilir. Sandık kurulu, bu kararı olduğu gibi yerine getirmek zorundadır (298/127).

Şikâyetin veya itirazın sandık işlerini durdurmaması

MADDE 66- Sandık kurullarının kararlarına veya tutanakları düzenleme işlerine itiraz edilmiş veyahut kurulların veya başkanlarının işlemlerine yahut tedbirlerine karşı şikâyet edilmiş olması, oy vermeye ve her türlü seçim işlerinin devamına engel olmaz. Herhangi bir itiraz veya şikâyet yokmuş gibi seçim işlerine sandık kurullarınca devam olunur (298/118).

Kararların bildirilmesi veya tebliği

MADDE 67- İtiraz üzerine kesin olmayarak verilen kararlar itiraz eden hazır ise sözle bildirilir.  Sözlü bildirmede, kararın bildirildiği gün ve saat tutanağa geçirilerek kendisine de  imza ettirilir. İsterse kararın bir örneği de verilir. İtiraz eden hazır değilse, ilgili ilçe seçim kurulunun bulunduğu mahalde, muayyen bir yer (adres) gösterilmiş olması halinde karar bu yere (adrese) tebliğ olunur.
Kurulların kesin olan kararları tebliğ olunmaz. Ancak, itiraz eden başvurduğu takdirde, kendisine gösterilir ve isterse bir suret de verilir (298 /114).
MADDE 68- Bu Genelge, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun hükümleri dikkate alınarak, 298 sayılı Kanun'un 14. maddesinin 10. bendi uyarınca ve Yüksek Seçim Kurulunun 08/01/2014 gün ve 23 sayılı kararı ile kabul edilmiştir.